Silivri’ye...
Bugün ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump’ın başkan seçilmesiyle gerilen Avrupa Birliği’ni ve Türkiye ile ilişkilerin de gündem başlıkları arasında bulunduğu Brüksel...
Bugün ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump’ın başkan seçilmesiyle gerilen Avrupa Birliği’ni ve Türkiye ile ilişkilerin de gündem başlıkları arasında bulunduğu Brüksel toplantısını yazacaktım. AB’nin bir vakitler yatırım yaptıkları Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcılar karşısında biçareliğini... En başta sığınmacı krizi ve Geri Kabul Anlaşması’nın çöpe gitmesi çıkarlarına halel getireceğinden, çizgiyi “idam cezasında” çekip kalıvermelerini...
Yazmak “bizim türümüz” için tek çareyken insanın bazen analize ne eli ne yüreği varır. Benim için de öylesi bir gün oldu.
***
Cumhuriyet gazetesinin 11 gündür tutuklu bulunan 10 yazar ve yöneticisine istedikleri kitapları vermeyerek -cezaevi koşullarında kim bilir hangisi bulunan kütüphaneden almak da ıstıraplı bir süreç- akılları sıra “elit işkencesinden”geçirdiklerini öğrendim. Talep ettikleri ve ailelerinin götürdüğü kitaplar geri çevrilmiş. OHAL koşullarında kitaptan daha tehlikelisi olabilir mi zaten!
Aklıma bir an Ray Bradbury’nin distopyasından uyarlanan François Truffaut’un 1966 tarihli meşhur “Fahrenheit 451” filmi düştü. Kitap okumanın, insanları bilgilenmeye, düşünmeye, sormaya, sorgulamaya ve hayal kurmaya sevk edeceğinden hareketle yasaklandığı totaliter dünyayı anlatır. Okumadığı kitapları yakma işinde olan itfaiyeci ile tanıştığı öğretmen komşusunun kitapların dünyasına girerek yaşadıkları serüveni...