Asıl siyaset yapan ‘Siyaset yapmayın’ diyendir
Elazığ depreminde (bugünkü açıklamalara göre) ne yazık ki 38 yurttaş yaşamını yitirdi. Birinci önceliğin kayıpları azaltma, yaraları sarma çabası olduğuna kuşku yok. Nitekim kamu ile sivil toplum kurumları, yer yer göz yaşartıcı sahnelerine tanık olduğumuz biçimde bütün imkan ve kapasitelerini zorluyor.
Bununla birlikte, toplumda büyük kayıplara, hayatı değiştiren yoksunluklara yol açan olaylarda, devletin görev ve sorumluluklarının sorgulanması da son derece olağan. Vergisini sorguladı diye vatandaşı “Siyaset yapmayın” diye hizaya getirmeye çalışan herkes siyasetin alasını yapmaktadır.
Neden mi? Deprem bir doğa olayı -ya da işine öyle gelenlerin diliyle “kader”– olsa da sonuçlarının ağır ya da hafif olup olmaması tamamen siyasetle ilgili de ondan.
Gerçekte afet olmayan depremi, olduğu anda afete dönüştüren kötü binalar, bu binalara yol verenler, denetimsizlik, ardındaki rüşvet, kayırmacılık gibi etkenlerin tamamı siyasetle göbeğinden bağlantılı.