Büyük ikramiye Varlık Fonu’na çıktı
Türkiye Varlık Fonu (TVF) geçen ağustosta kuruldu. Yetki ve imtiyazları hayli genişti. İstenen her tür kamu varlığının buraya devri mümkündü. Bu yüzden, kimileri “ikinci Hazine” dedi ona...
Türkiye Varlık Fonu (TVF) geçen ağustosta kuruldu. Yetki ve imtiyazları hayli genişti. İstenen her tür kamu varlığının buraya devri mümkündü.
Bu yüzden, kimileri “ikinci Hazine” dedi ona, kimileri de “ikinci Merkez Bankası”.
AKP, “200 milyon dolar toplayacak” denilen TVF’yi, Sayıştay denetimi dışında bıraktı.
Aslında hepten denetim dışında kalacaktı ama Meclis’te tartışma büyüyünce, “bağımsız denetim” maddesi eklendi.
Gelgelelim bu, Fon hesaplarının bütçede gösterileceği, ne olup bittiğinin görünür olacağı anlamına gelmiyordu.
İşi bilenler, “Türkiye’nin petrolü, değerli madenleri, gelir fazlası yok. Maksat fon yaratmaksa, önce mevcut borcu düşürün” dedilerse de işe yaramadı.
Zira lafta parlak cümleler edilse de asıl niyet, teklifin “gerekçe”sinde yazılmıştı:
“Otoyollar, Kanal İstanbul, üçüncü köprü ve havalimanı, nükleer santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu artırılmadan finansman sağlanması.”
Yani? Her vesile cebimizden beş kuruş çıkmadığı söylenen, lütuf gibi sunulan Yap İşlet Devret (YİD) modelli projeleri yapan müteahhitlerin mali sıkıntısını çözmek.
TVF bu işi nasıl mı yapacaktı?
İktidarın “verilsin” diyeceği her türlü kamu varlığını, menkul kıymet haline getirip piyasalarda satışa sunarak. Beklenen an, beş ay sonra geldi. TVF’nin “kâğıt” haline getireceği ilk kamu varlıkları OHAL kararnamesiyle belirlendi.
Ganyan kuponu Cengiz, Kolin için
Binlerce insanın yaşamını eksilten son OHAL KHK’si müteahhitlere yaradı.
Milli Piyango’nun, Türkiye Jokey Kulübü’nün lisans hakları ve at yarışlarının yapıldığı arsa araziler TVF’ye verildi.
(İşin ilginç yanı, Milli Piyango zaten özelleştirme portföyündeydi.)
Artık şunu söyleyebiliriz: Oynanacak her kupon, satın alınacak her bilet, kazınacak her kart, YİD projelerine bir yol olacak.
Siz bunu, millete küfreden Cengiz’in de aralarında yer aldığı az sayıdaki müteahhitler olarak da okuyabilirsiniz.
Döviz rezervleri eriyor
“Dolar bozdur” kampanyaları, dolardaki tırmanmayı, dolayısıyla TL’nin değer kaybını durduramadı.
Dolarizasyon arttıkça, döviz rezervleri de eriyor.
Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervi, bir haftada 3 milyar 683 milyon dolar azaldı.
Bu azalışla rezervler de 92 milyar 51 milyon dolara geriledi.
Altı aylık ithalatı karşılamayan bir düzeyden bahsediliyor.
Hamaset nutukların arttıkça dolarizasyonun azalmadığı artık net biçimde ortada.