Cumhurbaşkanı haklıdır
Cumhurbaşkanı dün israftan yakındı. Haklıdır. Kaç zamandır bu köşede, değişik vesilelerle anlatmaya çabalıyoruz. Hatta en son, G20 zirve harcamasının büyüklüğüne (563 milyon TL) ve...
Cumhurbaşkanı dün israftan yakındı. Haklıdır. Kaç zamandır bu köşede, değişik vesilelerle anlatmaya çabalıyoruz. Hatta en son, G20 zirve harcamasının büyüklüğüne (563 milyon TL) ve Dışişleri ile Maliye rakamları arasındaki 154 milyon TL gibi bir şüpheli farka yer verdik. Haliyle sevindik.
Gerçi Sayın Cumhurbaşkanı “hayata bakmaktan” söz etti. “Hayata baktığımız zamanisraf ekonomisi almış başını gidiyor” dedi; bir aile içinde bir değil iki değil üç araba bulunmasına sitem etti.
O hitaptaki hayattan kasıt, bireylerin günlük hayat tercihleri.
Biz de bütçeye bakıyoruz. Nihayetinde o da devletin tercihleri.
Bakın, en basitinden temsil harcamalarına göz atalım. Ki, israfa dair mukayese netleşsin.
Temsil ve tanıtma giderlerini bilirsiniz. Özel günlerde çiçek yollama, törenlerde çaylar, kahveler ve bilumum ikramlar, ulusal gün törenleri, sanatçı konserleri diye uzayıp giden bir liste. Falanca bakanlık il müdürlüğünden, Cumhurbaşkanlığı makamına uzanan kamu yönetimi alanındaki bu harcamalar nereden ödeniyor olabilir?
Tabii ki bütçeden. Maliye de bu fasıla “temsil ve ağırlama gideri” başlığını koyarak her ay ne kadar harcama yaptığını, -sağ olsun- bizlerle paylaşıyor.
Temsil ve ağırlamaya 329 milyon TL
Ekim ayı verilerine göre, devlet geçen ay temsil ve ağırlamaya 128.2 milyon TL harcamış. Bu rakam, bir önceki ay harcamasının 10 katından fazla. (Eylülde 12.6 milyon TL.)
Daha dikkat çeken veri, toplamda karşımıza çıkıyor. Ocak-ekim döneminde ülke genelinde çiçek, çay, kahve, konuklara hediyelere yapılan toplam harcama 329 milyon TL’ye ulaşmış. Peki, Maliye’nin 2016 bütçesini hazırlarken yani yılın başında, koyduğu tahmin rakamı? O da 324 milyon TL.
Daha kasım ve aralık verileri çıkmamışken, 5 milyon TL’lik bir sapma... Toplam tutarın yıl sonunda 400 milyon TL’yi aşacağı, dolayısıyla Maliye tahminlerinin altüst olacağını söylemek, kehanet sayılmamalı. Bu vesileyle 2015’teki temsil harcamalarındaki artış oranının da önceki yıla göre yüzde 135 olduğunu anımsatalım.
Beri yandan Başbakan Binali Yıldırım da yine dün devletin mecbur kalmadıkça dövizle sözleşme yapmayacağını söyledi.
Pazar günkü yazıda işledik. Çok ama çok geç kalındı. Osmangazi Geçişi ile 3. Köprü’nün dolar üzerinden yapılan sözleşmeleri, çocuklarımızın hayatını çoktan ipotek altına aldı bile. Hükümetin “havalar güneşliyken” bu sözleşmelerle verdiği yolcu geçiş talep garantileri, döviz kurundan doğrudan etkilenip faturayı kabartıyor.
Dolayısıyla bundan sonra, diyelim ki yatırım planında yer alan Kanal İstanbul sözleşmesini ihalesini TL ile yapmayı planlıyorlarsa, bunun Başbakan’ın deyişiyle “milli paramızın güçlü kalmasına” sağlayacağı katkı sınırlı olacak. Sonuçta bütçe de devletin hayatı. Ve bu fasıldan, bütçenin en fazla esneklik gösterilebilecek kalemi olan; çay, kahve, çiçek harcamasının da ciddi bir israf ekonomisi olduğunu söylemek mümkündür.