Digitürk’ün ‘No’ ile imtihanı

“No”yu duymayan kalmamıştır muhtemelen. Ama yine kısa bir özet. Bugünlerde “Hayır”ın konuşulduğu hemen her yerde ortak sohbet konusuna dönüştü film. Şili’de kanlı diktatör...

“No”yu duymayan kalmamıştır muhtemelen. Ama yine kısa bir özet. Bugünlerde “Hayır”ın konuşulduğu hemen her yerde ortak sohbet konusuna dönüştü film.

Şili’de kanlı diktatör Pinochet’nin kaybettiği referandumu anlatıyor. Yönetmenliğini Pablo Larrain’in yaptığı “No”, referandum oyu hayır olacak muhalefetin çalıştığı reklam kampanyasına odaklı.

Pozitif bir tutum, söylem ve mesaj geliştirmenin umulmadık sonucunu gösterdiği için etkisi hayli güçlü.

Film yeniden çok konuşulmaya başlayınca -nihai hedefi kâr maksimizasyonu olan bütün şirketler gibi- Digitürk de bu filmi abonelerinin izlemesine açmıştı. “Dilediğin Zaman” uygulamasına eklenen filmle ilgili haberi, Odatv 5 Şubat’ta duyurmuştu. Digitürk de filmi şu ifadelerle tanıtmıştı:

“Şili’de 1988’de yapılan referandumu merkeze alan film, politik sinemanın vurucu örneklerinden biri. Diktatör Augusto Pinochet, baskı uygulayarak ülkeyi referanduma sürekler. Muhalefet ise ‘hayır’ sloganlı muazzam bir kampanya başlatır. Bu kampanya acaba Pinochet’in sonunu getirebilecek midir?”

Aradan biraz zaman geçti. CHP’nin de 16 Nisan referandumu için benzer bir yol izleyeceği duyuruldu. Baskı olmasın diye, ana muhalefet partisinin çalıştığı reklam şirketini son ana kadar saklayacağını da Hürriyet’te Rıfat Başaran imzasıyla okuduk.

Fakat o da ne? Dün Digitürk’te “No”yu izlemek isteyenler, filmi bulamıyordu. “Dilediğin Zaman” listesinde, artık “No” görünmüyordu. Şirketi arayan aboneler, filmin perşembe günü kaldırıldığını öğrendi...

Bence iki seçenek var:

Ya ülkeyi yönetenler, Katarlı şirket mülkiyetindeki Digitürk’e “Ne yaptığınızın farkında mısınız?” diyerek filmi kaldırmasını rica (!) etti. Ya da Digitürk, büyük yayın gruplarının ilkelerinden ilham alarak, farkındalık geliştirmeye karar verdi.

Ve sinema filmi bile olsa, anlamı “hayır” olduğu için “No”nun tarafsız yayıncılık ilkesine aykırı düşeceğine karar verdi. Ve filmin parasal getirisinden vazgeçti.

Validebağ Savunması

Validebağ Savunması’nı hatırlıyorsunuz değil mi? Kadıköy yakasında, Validebağ Korusu içindeki yapılaşma girişimlerine karşı direnişiyle öne çıkan “mahalle inisiyatifi”ydi. Üç yıl önce Koru alanındaki, farklı yapılaşma girişimlerine itiraz ve direnişiyle tanındı. Komşuluğa, yaşam alanlarına, kültürel, tarihi mirasa sahip çıkışlarıyla öne çıkan Validebağ Savunması, sürekliliği olan geniş tabanlı bir sivil toplum platformuna dönüştü.

Bugün dahi Koru’da bir gece yarısı operasyonuyla çivi çakma girişimi olduğunda alana koşarak, Koruma Kurulu’ndan izin alıp alınmadığını sorguluyorlar. Öylesi canlı, enerjik bir

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar