Görev zararı ve şeffaflık
Ocak ayı bütçe verileri geçen hafta açıklandı. Biliyorsunuz, Ziraat Bankası ile Halk Bankası bu ayın ilk haftasında bir OHAL KHK’si ile Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredildi. İki banka, bu devir nedeniyle...
Ocak ayı bütçe verileri geçen hafta açıklandı. Biliyorsunuz, Ziraat Bankası ile Halk Bankası bu ayın ilk haftasında bir OHAL KHK’si ile Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredildi. İki banka, bu devir nedeniyle özel bir dikkati hak ediyor. Zira son iki yıldır kamu bankalarının görev zararlarında belirgin artışlar var.
Geçen ay iki kamu bankasına aktarılan görev zararı tutarları şöyle:
Ziraat Bankası: 225.3 milyon TL
Halk Bankası: 85.9 milyon.
Bir önceki yılın aynı dönemine baktığımızda, 2016’da Ziraat Bankası’na 219, Halk Bankası’na ise 67 milyon TL görev zararı aktarıldığını görüyoruz.
***
Bütçeden 12 ayda aktarılan toplam tutarlar ise şöyle:
-Ziraat Bankası: 1 milyar 751 milyon 603 bin TL. (Bu tutar, bir önceki yıla göre 380 milyon TL artışı ifade ediyor. 2015: 1 milyar 371 milyon.)
-Halk Bankası: 941.5 milyon TL. (Bir önceki yıla göre 251 milyon TL artış. 2015 bütçesinde 690.4 milyon TL.)
***
Görev zararı, KİT sistemine yasayla verilmiş bir “sosyal görev”i ifade ediyor. Kuruluş yasalarına bakılırsa, Ziraat Bankası tarım ve hayvancılık; Halkbank ise esnaf kesimini finanse ediyor.
Dolayısıyla görev zararının, “banka zararı” anlamına gelmediğini biliyoruz. (Bunu not düşüyorum; çünkü ne vakit, görev zararlarıyla ilgili bir konu olsa, sanki yanlış yazılmış gibi her iki banka da bu ayrıntıyı vurgular.)
Ancak görev zararı meselesinin övünülecek bir noktada olmadığını bilelim. 2001 krizinin ardından, devasa görev zararının acı fatura kesilerek tasfiye edildiğini, dönemin bakanı Ali Babacan’ın “hamdolsun bitti” dediğini hatırlatarak.
***