Hazine’nin istiklali adına
İktidar eleştiriye gelemiyor. Sürekli pohpohlanmak istiyor. Özellikle altyapı projelerinde. Yap-işlet-devret (YİD) modelli ve büyük ölçekli finansmanla yürüyen projeleri sorguladığınızda Kutsal Kitap’a laf...
İktidar eleştiriye gelemiyor. Sürekli pohpohlanmak istiyor. Özellikle altyapı projelerinde. Yap-işlet-devret (YİD) modelli ve büyük ölçekli finansmanla yürüyen projeleri sorguladığınızda Kutsal Kitap’a laf etmiş gibi tepkiyle karşılaşıyorsunuz.
Sebebini anlamak zor değil. Hazine garantili bu projeler, iktidara büyüklenme garantisi veriyor.
Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, Osmangazi Köprüsü için devletçe verilen araç geçiş garantisi ve Hazine’ye faturasıyla ilgili aralarında yazımın da yer aldığı haberlere “dolaylı” yanıt vermiş.
Bakan Arslan, Hürriyet’te Hacer Boyacıoğlu’nun sorusunu yanıtlarken “bilgi eksikliğinden, haberlerin eksik bilgiye dayandığından” söz ediyor.
Bunu söylerken de 40 bin aracın garanti edildiği Osmangazi Köprüsü’nde bugün ortalama 20 bin aracın geçtiğini, bu rakamın da beklentilerinin üzerinde olduğunu açıklıyor. Bir propaganda sloganı faslından “Kamunun, projeyi yaparken 5 kuruş ödemediği” sözünü de tekrarlıyor.
Kamu, 5 kuruş ödemiyorsa Bakan Aslan’a çağrıda bulunalım ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) Osmangazi Köprüsü’nü üstlenen görevli şirket Otoyol A.Ş. ile imzaladığı sözleşmeyi, toplumla paylaşmasını rica edelim.
Sadece onu değil. YİD modeliyle yürütülen diğer iki büyük proje; 3. köprü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin İGA ile imzaladığı 3. havalimanı sözleşmesini de.
Üç büyük sözleşme
Ulaştırma Bakanlığı, bu üç büyük projenin YİD sözleşmelerini açıklasın. Böylece kamunun şirketlere ne ödeyip ne ödemediğine “millet” karar versin. Buna cesaret edebilirler mi? Asla. Eğer cesaretleri olsaydı, Borç Üstlenim Yönetmeliği ile üstlendikleri kamu kaynaklarını “Resmi Gazete’de yayımlamayız” diyerek gizleme yolunu seçmezlerdi.