HSK yargının nesi olur?
Adalet bakanları, tıpkı hükümetin diğer üyeleri gibi yürütme organının bir parçası. Dolayısıyla, siyasi bir konum ve sıfat taşıyorlar. Türk hukuk sisteminde, adalet bakanları için vaktiyle...
Adalet bakanları, tıpkı hükümetin diğer üyeleri gibi yürütme organının bir parçası. Dolayısıyla, siyasi bir konum ve sıfat taşıyorlar. Türk hukuk sisteminde, adalet bakanları için vaktiyle oy istediği partisiyle arasına mesafe koymasını sağlayacak herhangi bir kriter bulunmamaktadır. Fakat konumu gereği siyasi bir kişilik olan adalet bakanlarının görevleri arasında, “bağımsız” diye tanımlanan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) başkanlık etmek de vardır. Daha doğru anlatımla, memleketimizdeki her “siyasi” adalet bakanı, “bağımsız” HSK’nin doğal başkanıdır.
HSK resmi sayfasında;
“Misyon”; “adil yargıyı tesis etmek üzere, hâkim ve savcılarla ilgili işlemleri, hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarına göre yerine getirmek”,
“Vizyonu” ise “adil bağımsız, tarafsız, güvenilir ve etkin yargının teminatı”
olarak belirlenmiştir.
Peki, nasıl?
“Nasıl oluyor da içinde hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı, tarafsızlığı, güvenilir ve etkin bir yargının güvencesi gibi her dünya vatandaşının kendisini iyi hissedeceği kavramların yer aldığı HSK’de, siyasi bir şahsiyet olan başkanın dediğinin tersine karar alınabilir ki” sorusu, meseleyle ilgili herkesin yokmuş gibi davrandığı bir konu olma özelliği taşımaktadır.
*** Belki de bu sebeple -CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı- “bizimle istişare etmeden tahliye kararı vermeyin” diye...