‘Kaçak çay’
Geçen ekim ayıydı. 1 Kasım seçimleri için gazetenin “nabız yazısı” planında, payıma Karadeniz illeri düştü. Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç’le randevumuza...
Geçen ekim ayıydı. 1 Kasım seçimleri için gazetenin “nabız yazısı” planında, payıma Karadeniz illeri düştü. Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç’le randevumuza gittiğimde, arkasındaki büfenin en mutena yerinde duruyordu o belge.
Özenle çerçevelenmiş Çaykur logolu “cüzdan”, “168 No’lu Çay Müstahsili”ne aitti.
Çay Bahçesinin Bulunduğu Yer: Dumankaya köyü
Alanı: 2000 metrekare.
Dikim yılı: 1966
Paliç’in, gururla andığı “Yaş Çay Yaprağı Alım Cüzdanı”nın sahibi ise “T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.”
***
Çaykur Çay Eksperleri Platformu’nun HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’e, postayla Organik Rize Çayı gönderdiğini okuduğum an, bu sahne geldi aklıma.
Erdoğan’a tutkuyla bağlı Rize halkının gösterdiği bu tepkinin anlaşılabilir bir yanı var kuşkusuz.
Tamamen karşıt bir anlamla yani “konuğa değer verme” faslından bir ikram olarak anılıp sunulan “kaçak çay”ın; bölgeye hiç gidip zaman geçirmemiş, sohbet etmemiş, insanını tanımamış hatırlı bir kesim için, yasadışılığa övgü ve ciddiyetsizlik olarak algılanmasının da öyle.
Ama “Kürt sorunu”, aslında biraz da bu tepkide saklı işte.
Rize Çayı ile “kaçak çay”ın savaşı ile bunun yarattığı algı dünyasında.
Algıların perdelediği iki toplumsal gerçeklik arasındaki uçurumda.