‘Koyun mevzuatı bir kenara’
Kartaca komutanı Hannibal’e atfedilen “Ya bir yol bulacağım ya da bir yol yapacağım” sözü fiyakalıdır. Fiyaka, iddia uğruna bedel ödeneceğini çağrıştırmasında saklıdır....
Kartaca komutanı Hannibal’e atfedilen “Ya bir yol bulacağım ya da bir yol yapacağım” sözü fiyakalıdır. Fiyaka, iddia uğruna bedel ödeneceğini çağrıştırmasında saklıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Roma’nın fethinden kalan bu sözü, aktardığım otantik haliyle kullanmasa da kaymakamlara hitaben, “Sorunlar karşısında yol bulan ya da yol açan idarecilerle birlikte yürümek istiyoruz” dedi. Farklı bir eşik dönüldü.
***
Eşikten öncesine göz atalım:
Pazartesi, çarşamba, perşembe ya da cuma değil, ağırlıklı olarak salı.
Sabah 10’da, 11’de, öğleden sonra 14 veya 15’te yahut akşam değil; tam öğle saati. Cumhurbaşkanı’nın bundan tam bir yıl önce, 27 Ocak 2015’te başlattığı ve -az sayıdaki istisna hariç- her salı öğle saatlerinde, ortalama 400 muhtarla yaptığı toplantılar, planlı ve çok amaçlı bir stratejiye dayanıyor.
Bu stratejinin iki ana sütunu şöyle işliyor:
- Salı, gerek siyasi parti grup toplantıları, gerekse komisyon çalışmaları açısından; Ankara’daki TBMM’nin en dinamik günü olma özelliği taşıyor. Bu yanıyla Erdoğan’ın Muhtarlar Toplantısı, hep aynı saate rastlayan CHP grup toplantısının “fiili jammer” (sinyal kesicisi) işlevi görüyor.
Cumhurbaşkanı ile anamuhalefet partisi liderinin konuşmaları arasında seçim yapmak zorunda kalan televizyon kanalları, kaçınılmaz biçimde Erdoğan’ı tercih ettiğinden, CHP liderinin mesajları, medyanın her alanında, ertesi günü de içine alan nicelik ve nitelik kaybına uğruyor. (Kılıçdaroğlu’nun eleştirileri, Erdoğan’a düşünüp değerlendirme ve cevap tasarlama konusunda zaman tanıyor.)
- Dilediği her konuda, dilediği gibi konuşan, hedef tahtasına oturttuğu her kişi ya da kitleye hakaret etme özgürlüğüne sahip olduğuna mutlak inanan Erdoğan’ın yurt sathında canlı olarak yayımlanan sözleri, bütün devlet katında talimat olarak algılanıp uygulanırken rejim inşasında “motor” görevi görüyor.