Muhtarlar toplantısı
Eskiden” diyemeyecek kadar yakın. Pedala hırsla asılan tarih, nüfus cüzdanlarımıza sanki beş-on yıl eklemiş gibi hissettirse de, bir/bir buçuk yıl öncesinden söz ediyorum....
Eskiden” diyemeyecek kadar yakın.
Pedala hırsla asılan tarih, nüfus cüzdanlarımıza sanki beş-on yıl eklemiş gibi hissettirse de, bir/bir buçuk yıl öncesinden söz ediyorum. CumhurbaşkanıErdoğan’ın, henüz başbakan olduğu zamanlardan.
“Salı sendromu” adıyla ünlenen bir fenomen yaşanırdı Ankara’da o dönem. Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin toplantı yaptığı, o sabitlenmiş günde; “iktidar kulisi”heyecan dozu yüksek bir bekleyişle yükünü alır, gazetecilere ayrılmış balkon, il örgütlerinden gelen partililerle dolup dolup taşardı.
Erdoğan’ın yurtdışı temaslarını özetleyerek “soft” bir giriş yaptığı hitabı, yavaş yavaş iç politika sularına girip “alayına isyan” tadında, herkesi hedef tahtasına koyduğundaysa basın locası, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye inler, onlarca muhabir balkonun çökeceğinden endişe duyarken Erdoğan sağ elini göğsüne koyarak, az önceki yüksek ses tonuna taban tabana zıt bir sükunetle “Biz de sizinle gurur duyuyoruz” derdi.
“Zamanın ruhu” değişti. Artık Erdoğan AKP’nin grup başkanı değil. Meclis deseniz, çocukların takır takır öldürüldüğü bu memlekette sonsuz bir uykuda sanki. (Yarınki“aç-kapa”yı saymazsanız, kasıma kadar açılmayacak.) Açık olsa bile ne kadar gönlünden geçirse de Erdoğan’ın konumu, Meclis’e düzenli gidip toplantı yapmasına engel.