Şeffaflık deyip ‘polemik’ten ürkmek
Ülkeniz bir saniyecik yatışmayan bir seçim türbülansında sarsılıp duracak. Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla, Genelkurmay Başkanı ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, eski...
Ülkeniz bir saniyecik yatışmayan bir seçim türbülansında sarsılıp duracak.
Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla, Genelkurmay Başkanı ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, eski cumhurbaşkanını ziyaret edecek.
Bu ziyaret basına duyurulmayacak.
“Gücü özgürlüğünde” sloganıyla yayımlanan gazetenin internet sitesinde, ziyaretin “Aday olma!” mesajını iletmek üzere yapıldığına dair bir haber çıkacak.
Haber kısa süre sonra silinecek.
O internet sitesinin genel yayın yönetmeni görevinden “ayrılacak”...
Habere, resmi gayriresmi bir yalanlama gelmeyecek. Olayın eşi benzeri görülmemiş nitelikte bir baskı olduğu her yerde konuşulacak.
Fakat, ev sahibi konumunda olan siz eski cumhurbaşkanı, mikrofon ve kameralar önüne çıktığınız halde, bu konuda tek kelime etmeyeceksiniz.
Sadece kendi istediklerinizi söyledikten sonra soru almayacağını belirtip çevik adımlarla içeriye geçeceksiniz.
Polemikten ötesi mi?
Kapınızın önüne çağırdığınız habercilerden istediğiniz “anlayış”ın gerekçesi enikonu nazik: “Polemik çıkmasın.” Milyonların kaderini, rejimin yapısını etkileyecek tarihsellikteki bu iddiaya dair, soru almamak için bildirdiğiniz gerekçe bu evet:
Polemik çıkmasın.
Polemik kelimesinin karşısında; siyasal, bilimsel ya da yazınsal herhangi bir konuda yazılı olarak, basında yapılan sert tartışma, kalem kavgası diye yazıyor sözlükte.
Sözlerinize “şeffaflık” diye başlayacaksınız. “Demokrasi, basın hürriyeti” diye devam edeceksiniz.
Sonra da üzerinizde ağır baskı kurulduğuna d...