Sonuna dek beklense ne olurdu?
Bir hafta önce bu saatler. İçinde bir miktar gerilim barındırsa da milyonlarca insan umutlu bir bekleyiş içindeydi. Bir hafta sonra parlamenter rejimin bitişini konuşuyoruz. MHP’nin ilan verip isim isim gazetecileri hedef tahtasına...
Bir hafta önce bu saatler.
İçinde bir miktar gerilim barındırsa da milyonlarca insan umutlu bir bekleyiş içindeydi.
Bir hafta sonra parlamenter rejimin bitişini konuşuyoruz.
MHP’nin ilan verip isim isim gazetecileri hedef tahtasına oturtmasını, İçişleri Bakanı’nın iki muhalefet partisinden birini yaşatmama, diğerini şehit cenazelerine almamakla gözdağı vermesini, bir organize suç örgütü liderinin cezaevinden gazetecileri ölümle tehdit etmesini.
Doğrudur, 24 Haziran’a gül bahçesinden geçerek girmedik.
OHAL ve medya sansürü altında yapılan seçimlerin dürüst geçmesini etkileyecek her tür gelişme, dahası sertlik beklenir haldeydi. Fakat bir tek şey hiç beklenmiyordu:
Ana muhalefet partisinin oyların tamamının açılıp sayılıp sisteme girilmesini beklemeden sonucu ilan etmesi. Seçimi izleyen hafta boyunca bu konuda yazdım. CHP Sözcüsü Bülent Tezcan’ın açıklamasına yer verdim.
Tezcan -özetle- gece yarısı açıklamasını yaptıkları sırada oyların yüzde 80’inden fazlasının sisteme girildiğini, kalanın da sonucu değiştirmeyeceğinin anlaşıldığını söylemişti.
Fakat okurların mesajları, bu açıklamaya ikna olunmadığını gösteriyor. Gelen mesajlarda sisteme girmemiş oyların 12 milyona yakın olduğu hatırlatılıyor.
Nitekim bu konu CHP’nin seçim sonrası PM (Parti Meclisi) toplantısında da gündeme gelmiş. PM’nin bazı üyeleri Tezcan’a ısrarla “Açıklama için neden son dakikaya kadar beklenmedi” sorusunu yöneltmişler. Pek de doyurucu bir yanıt alınmadığını öğrendim.
Tutanaklar paylaşılmalı
Büyük iddialarla kurulan Adil Seçim Platformu açıklama yaparak sistemin çalışmamasından samimiyetle özür diledi.
Samimiyetle de olsa özür yetmiyor.
Rejim değişikliğine etki etme olasılığı olan bir durumdan söz ediyoruz zira.
Sahada...