Torba teklif dönemi
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verildiği halde, dünya anayasa hukuku literatüründe yeri ve adı olmayan “eşsiz” (!) sistemle birlikte, Bakanlar Kurulu ortadan kalktı malum. Bakanlar Kurulu tarihe...
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verildiği halde, dünya anayasa hukuku literatüründe yeri ve adı olmayan “eşsiz” (!) sistemle birlikte, Bakanlar Kurulu ortadan kalktı malum.
Bakanlar Kurulu tarihe gönderilince, onun eseri olan ve adına “kanun tasarısı” denilen yasama faaliyeti de sona ermiş, konuşma ve yazım dilinden çıkmış oldu.
Düne kadar yollardan biri olan “kanun teklifi”, artık TBMM’nin biricik yasama faaliyeti.
(Bütün mevzuatın Cumhurbaşkanı kararnameleriyle hazırlanıp değiştirilmesinin mümkün olduğu bir yeni düzende, neden kanun teklifine ihtiyaç duyulur ki sorusu insanın zihnini meşgul ediyor tabii. Akla ilk gelen “TBMM’yi bütünüyle faaliyet dışı bırakmamış olmak” yanıtı ise sadece hüzün verici...)
***
Yeni düzendeki ilk kanun teklifi TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Numarası 1.
1 No’lu kanun teklifi, tam iki yıldır uygulanan ve bu gece sona erecek OHAL rejimini ikame amacıyla hazırlandı.
Teklif metni kapağında AKP’nin dört grup başkanvekili Bülent Turan, Özlem Zengin, Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Cahit Özkan’ın imzaları bulunuyor.
25 maddeden oluşan teklif 15 ayrı kanun ve KHK’de değişiklik yapıyor. Aslında değiştirecek yasaları saymasanız bile teklifin daha ilk kelimesi, niteliğini haber veriyor: Bazı.
“Bazı” kelimesi sihirlidir. AKP iktidarları dönemindeki yasama faaliyetinin kilit sözcüklerinden biridir. Dahası, can çekişen kuvvetler ayrılığının tarihe karışıp, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu hocanın tanımıyla “monokrasi”ye geçilmiş olması, “bazı” kelimesinin niteliğini değiştiriyor değil.
***
Bir kere, ilk kelimesi “bazı” olan yasal düzenlemelerin karakteri “torba” olmaktır. Birbirine benzemez çok sayıda kanunun o sıra iktidarın işine yarayacak maddelerini tek bir metinde toplamak yani. “Torba kanun tasarısı” dönemi bitse de, OHAL rejimini ikame eden 1 numaralı kanun teklifi bize “Torba teklifler” döneminin açıldığını müjdeliyor. (!) İlk torbaya biraz bakalım:
Misal, terörle iltisaklı diye görevinden ihraç edilen bir albay, yargıdan göreve iade kararı alırsa, eski rütbesine atanmayacak. Bu konumdaki askerler ancak “araştırmacı” unvanlı kadrolara uygun görülecek. Hukukun temel prensiplerinden olan kazanılmış hak kavramı, bu durumdaki kamu görevlisinin yanına uğramayacak.
Kamu görevine iade kararı verilen “muhrec” öğretim elemanları ise eğer yöneticilerse, aynı pozisyona kavuşamayacak. Dahası, Ankara, İstanbul ve İzmir dışında, üstelik 2006’dan sonra kurulmuş üniversitelere layık görülecekler.
Göreve iade kararı alanlar, ihraçlarıyla ilgili tazminat talebinde bulunamayacak.
***