Tuhaf bir tazminat davası

Üzerinden çok geçmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) “STK-Okul-Yurt Faaliyet Raporu 2018” başlıklı raporunu bu köşede duyurduk. Yazılardaki temel vurgu, vakıfların tek tek faaliyet...

Üzerinden çok geçmedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) “STK-Okul-Yurt Faaliyet Raporu 2018” başlıklı raporunu bu köşede duyurduk.
Yazılardaki temel vurgu, vakıfların tek tek faaliyet alanları ve hedefleri değildi.
Temel vurgu, İBB’ce sağlanan farklı nitelikteki desteklerin, ağırlıklı Cumhur­başkanı Tayyip Erdoğan’a hem akrabalık hem de siyasi bağlar ile yakınlığı bulunan vakıflara yönelmiş olmasıydı.
İBB’ce hazırlandığı halde yayımlanmamış bu raporda; STK, yurt ve okullara gerçekleştirilen toplam hizmet maliyetlerini rapora bağlı kalarak aktardım.
Raporun 4. sayfasını dikkate alarak aktardığım listede, çok sayıdaki vakıfların arasında, kısa adı T3 olan Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı da yer alıyordu.
T3 Vakfı, “onur ve haysiyet kırıcı ifadeler” kullanıldığı gerekçesiyle, bana ve gazete tüzel kişiliğine 80 bin TL tutarında manevi tazminat davası açmış.

İNANMAK GÜÇ

Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış davanın dilekçesini okurken gözlerime inanamadım.
Zira; T3 Vakfı bu tazminatı, yazımdaki başka bir vakfa atfen yer alan bir cümle için istiyordu. Doğru görüyor muyum diye birkaç kez okudum.
Bakın aynen dava dilekçesinden aktarıyorum:
“İBB’den vakıflara hizmet raporu” başlıklı yazı ile hiçbir belgeye ve somut delile dayalı olmaksızın müvekkil vakfın onur ve haysiyetini kırıcı ifadeler kullanılmıştır. Bu yazı içeriğinde:
“İBB’nin vakıflara desteği farklı kalemlere dayanıyor. Maliyet rakamları, raporda tek tek listelenen şu desteklerden oluşmuş:
Ulaşım, malzeme, yeme-içme, tefrişat bakım onarım tadilat, yer tahsisi, konaklama, Beyaz Gezi, personel desteği, spor malzemesi, eğitim materyali, kiralama bedeli, bilişim malzemesi, proje, tanıtım-medya.
Maliyet kalemleri arasında en yüksek tutarı bazen kiralama, bazen tefriş oluşturuyor. Okçular Vakfı’nda olduğu gibi 4.4 milyon TL ‘proje’ başlığı altında nakdi yardım yapıldığı da görülüyor.”
İfadeleri ile İBB’nin müvekkil vakfa nakdi bağış yaptığı belirtilmiştir. “

★★★

Değerli okurlar,
Siz, davacının yazımdan yaptığı yukarıdaki alıntıda T3 Vakfı’na nakdi bağış yapıldığı yönünde bir ifade görebiliyor musunuz?
Yazmadığım bir ifade ile T3 Vakfı’nın onur ve haysiyetini nasıl kırabilirim?
Paragrafta adı geçen vakıf, Okçular.
O da zaten İBB raporunda “proje-nakdi yardım” ibaresi olduğu için yazıda yer aldı. (Dolayısıyla vakıf farklı olsa da haysiyet kırıcı bir durum yine yok.)
T3 Vakfı dava öncesinde sosyal medya hesabından açıklama yapıp benzer ifadeler kullanmıştı.
Açıklamayı ciddiye aldım. 4 Şubat 2019 tarihli yazıda İBB raporunun hem Okçular, hem de T3 ile ilgili sayfasına yer verdim.
“T3 Vakfı’na ‘para aktarıldığını’ yazmadım” diye de yazdım.
Buna rağmen, dilekçede kendileriyle hiç ilgisi olmayan bir kısım sunularak tazminat isteniyor. Somut olgular ışığında iki seçenek var:
Ya yazılanı okuma ve anlama güçlüğü mevcut, ya da niyet kötü.

Niyet demişken…
Bakınız, iki avukatın (biri mütevelli heyet üyesi ve önceki seçimlerde AKP’den milletvekili, belediye başkanı adayı olmuş) imzalarını taşıyan dava dilekçesinde ne denilmiş:
“Bu haberi yayınlayan gazete yöneticileri ve yazıyı yazanın vatan sevgisini sorgulamak gerekmektedir. (…)
Halkın karşısında tek bir faydalı iş yapmamış olan bu şahıslar yapılan faaliyeti taktir (*) etmek yerine karalamayı seçmektedir.”
Sayın avukatlar, olmayan bir ifadeyi varmış gibi göstererek tazminat talep etmeniz bir yana…
Dava dilekçesine yukarıdaki ifadeleri koyarken, iktidar partisiyle mensubiyetinizden güç alıyor olabilirsiniz.
Ama vatan sevgimizi sorgulamak, sizin ne hakkınızdır ne de haddiniz.
Sizi haddinizi aşmamaya davet ediyoruz.
Biz de orada olacağız.
                               
(* Medeni Hukuk dersini, rahmetli Prof. Turgut Akıntürk’ten aldım.
Daha ilk dersinde, tahtaya iri harflerle alt alta iki kelime yazdı:
“takdir” ve “taktir”
Ankara Hukuk’un büyük amfisi sessiz bir merakla beklerken o, “Taktir damıtma anlamına gelir” dedi.
Gazeteci, bir vakfın faaliyetlerini “damıtamayacağına” göre, sayın avukatlar dilekçelerinde, değerlendirme anlamına gelen “takdir” i kastetmiş olmalı.
Kendinde cüretkarca vatan sevgisi sorgulama hakkı görenlerin, hukuk dilini doğru kullanmalarına katkı olsun diye düştüm bu notu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar