Tutuklu hâkimler ve savcılar

“Yok. Kendimizi ifade edebileceğimiz hiçbir kanal yok. Daha önce bu konuyu yazdığınız ve tabii ki kadın olduğunuz için sizi arıyorum.” Telefondaki sesin diksiyonu düzgün. İfadeleri net...

“Yok. Kendimizi ifade edebileceğimiz hiçbir kanal yok. Daha önce bu konuyu yazdığınız ve tabii ki kadın olduğunuz için sizi arıyorum.” 
Telefondaki sesin diksiyonu düzgün. İfadeleri net, kararlı. 
Adı bende saklı. Diyelim ki Aysun olsun. 
Aysun Hanım, 16 Temmuz’da gözaltına alınan bir yargıcın eşi. 
Evet, 16 Temmuz. Darbe girişiminin hemen ertesinde gözaltına alınıp ardından ihraç edilip tutuklanmış ve toplam sayısı 4 bini geçen hâkim ve savcılardan yalnızca birinin. 
Nadiren de olsa, ses cılız da çıksa; nadiren ve cılız çıkan o seslerin aktarıldığı mecralar ölümüne kısıtlı olsa da şu soruları duymuş yahut okumuş olabilirsiniz: 
“Bir gecede ihraç edilip cezaevine gönderilen yargıç ve savcıların terör örgütüüyesi olduğu darbe gecesi mi anlaşıldı da yasal inceleme-soruşturma olmaksızın alelacele içeri atıldılar?” 
“Velev ki terör örgütü üyesiydiler, o zaman neden 16 Temmuz’a kadar beklendi?” 
“Yoksa palas pandıras alınan hâkim ve savcılar daha önceden farklı nedenlerle mimlenmişti de 15 Temmuz darbesi bir zemin mi oldu?”

***

“Ben eşimin en çok bir haftada geri döneceğinden o kadar emindim ki” diyor Aysun Hanım. 
Şaşkınlığının hâlâ geçmediğini söylüyor: 
“Biz Cumhuriyet değerlerinin benimsendiği bir ailede yetiştik. Eşimin Cemaatçilikle yan yana anılması olacak şey değil. Tersine, hep tepkiliydi.” 
Aysun Hanım, eşinin YARSAV üyesi olması ve HSYK seçimlerinde Yargıda Birlik listesine oy vermediği için “fişlendiği” kanısında. Yalnızca kendi eşinin değil, HSYK seçimlerinden Yargıda Birlik listesine oy vermeyen çok sayıda hâkim ve savcının “FETÖ’cü” diye fişlendiğini, bunun pek çok ortamda konuşulduğunu paylaşıyor.

‘Çocuğa askerde dedik’ 
Ağır ceza reisi eşinin, mahkeme önüne çıkmadan dokuz aya yaklaşan tutukluluğun ilk ayı üç hücrede geçmiş. İki çocuklarından büyük olanı ilkokula bu yıl babası cezaevindeyken başlamış. 
Kızının okumayı öğrendikçe, askerlik görevinde sandığı babasını -iki ayda birgörünce bu kez durumu anlayabileceğini söylüyor. Cümlesini tamamlayamadan sesi boğuklaşıyor. 
Telefonda bir süre karşılıklı susuyoruz. 
Aysun Hanım’ın en çok tuhafına giden ise eşi gibi iddianamesi çıkmadığı halde salıverilen bazı hâkim ve savcılar. Haksız yere yatan herkesin tabii ki tahliye edilmesi gerektiğini ama hukuken bunun nasıl olduğunu bir türlü anlayamadığından yakınıyor. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar