Vicdansızdan vicdan dilenmez
80’li yıllarda TRT’den başka televizyon kanalı yoktu. “Anadolu’dan Görünüm” isimli bir programda, önce biraz GAP anlatılır; hemen sonra, fonda duyulan otomatik tüfek sesleri eşliğinde, üst...
80’li yıllarda TRT’den başka televizyon kanalı yoktu.
“Anadolu’dan Görünüm” isimli bir programda, önce biraz GAP anlatılır; hemen sonra, fonda duyulan otomatik tüfek sesleri eşliğinde, üst üste yığılmış ceset görüntüleri gözümüze gözümüze sokulurdu.
“Terörün dış mihrakların oyunu”, teröristlerin kandırılmış Allahsız’lar olduğu, davudi bir ses eşliğinde yıllarca anlatılıp dururken binlerce insan öldü. Ama ne ilginçtir, 30 yıl geçti, GAP projesi hâlâ bitmedi.
90’larda internet yoktu.
Tansu Çiller iktidarı, “tak-şak” paşa olarak ünlenen Doğan Güreş’in komutanlığında, “terörle mücadele” etti.
4000’e yakın köyün yakıldığı, zorla boşaltıldığı, yüz binlerce kişinin zorunlu göçe tabi tutulduğunu, tam anlamıyla öğrenmek 90’ların sonunda mümkün oldu.
Bugün onlarca televizyon kanalı, üç GSM operatörü, saç telinden de ince optik kablolarla yerküreyi dolaşan internet hatları var.
Ama Merkez Bankası’nın faizleri sabit tuttuğunu, Gürsel Tekin’in gençleri yaşamda değil ölümde eşitleyen gözyaşartıcı bedelli askerliği kaldırma önerisini, Limak’ın Kuveyt’te 4 milyar dolarlık havaalanı projesini kazandığını öğrenebilen toplum; dün Silvan’da, Lice’de Şemdinli’de ne olup bittiğini doğru dürüst öğrenemedi.
Çünkü tıpkı 80’lerde, tıpkı 90’larda olduğu gibi devlet bugün de sadece kendi istediklerinin, kendi istediği kadarıyla bilinmesini istiyor.