Yemin töreni
Okulun ilk günü ile Meclis’teki yemin törenleri arasında gizli bir akrabalık var: Jilet gibi giysiler, tıpkı temizlik kokusu gibi, her köşeye sinmiş o özel heyecan, adrenalini yüksek sohbetler. Arada ne kadar keder...
Okulun ilk günü ile Meclis’teki yemin törenleri arasında gizli bir akrabalık var:
Jilet gibi giysiler, tıpkı temizlik kokusu gibi, her köşeye sinmiş o özel heyecan, adrenalini yüksek sohbetler.
Arada ne kadar keder, öfke, düşkırıklığı yaşanırsa yaşansın, “ilk gün” törenlerinin, kendine has gücünden kaynaklanıyor bu.
Meclis İdare Amirliği her zamanki gibi, bu yemin törenine de iyi hazırlanmış.
Milletvekili sıralarına nizami biçimde bırakılmış gül demetleri, adeta yeni gelenleri ikna görevini üstlenmiş.
O sıralar, ne açık sırlar gizliyor oysa.
Çok değil, üç ay önce bu salonda, hepimizi potansiyel terörist haline getiren İç Güvenlik Yasası görüşülmemiş, vekilleri ölüm korkusuyla yüz yüze getiren arbedeler yaşanmamış, Örtülü Ödenek Cumhurbaşkanı’na tahsis edilmemiş, Cumhurbaşkanı’nın oğlunun vakfına üniversite kurma hakkı verilmemiş gibi asude bir hava.
***
Basın locasında gazetecilere ayrılan yerler bir buçuk saat öncesinden dolmuş. En stratejik köşelere teleleriyle mevzilenen foto muhabirleri saniye sektirmedi.
Kâh, izleyici localarında aniden görünen CHP liderinin oğlu Kerem Kılıçdaroğlu, kâh vekillerin güllerini toplayıp stenograflara sunan Mahmut Tanal, yahut yemin töreni sürerken Selahattin Demirtaş ile Sırrı Süreyya’nın “çay içmeye” çıkışı gibi anları hiçbiri atlamadı.