Yolsuzluk karnesi
İstanbul seçimi, hiçbir dönem yalnızca İstanbul’u ilgilendiren bir seçim olmadı. Kentin yağmalana yağmalana tükenmeyen rant potansiyeli ile İBB’nin bütçe kaynakları yan yana geldiğinde olamazdı da...
Bu yanıyla İstanbul, iktidarın kaderini belirleme gücüne sahip.
İstanbul’u kimin/nasıl yöneteceği sorusuyla büyüyen gerilim, bu nedenle her şeyin önüne geçti. Oysa gündemde hak ettiği ölçüde tartışılmayan bir gelişme İstanbul seçimini önemli kılan nedenlerle bağlantılı.
Avrupa Komisyonu’nun iki hafta önce açıkladığı Türkiye İlerleme Raporu’ndan söz ediyorum. İlerleme Raporu ülkenin nasıl yönetildiği konusunda somut ve önemli veriler sunuyor.
“Yolsuzluk” başlığı özel bir ilgiyi hak etmeli. Çünkü oradaki tespitler, hepimizi çileden çıkaran, tahammül sınırlarını zorlayan Türkiye’deki iktidarla “iltisaklı” çıkar gruplarının yerel yönetimlerden merkezi bütçeye kadar kamu kaynaklarını nasıl olup da bu kadar rahat, kolay biçimde kullandığına ayna tutuyor.
AB’nin Türkiye İlerleme Raporu’ndaki yolsuzluk konulu tespitleri kısa ve anlaşılır unsurlarıyla dikkatinize sunmak istiyorum. “ERKEN AŞAMA” Rapor, Türkiye’nin yolsuzlukla mücadelede “erken aşama”da olduğu ve yolsuzlukla mücadelenin gerilediği saptamasıyla başlıyor.