Türkiye, Yunanistan karasularını artırmasına neden tahammül edemez?
Tv100 Gazetesi Yazarı Cihat Yaycı'nın bugünkü (17.10.2022)''Türkiye, Yunanistan karasularını artırmasına neden tahammül edemez?'' başlıklı yazısı.
Son zamanlarda medyada tartışılan karasuları sorununun tarihçesini Lozan Barış Antlaşması’ndan başlayarak kısaca hatırlatmak istiyorum.
Lozan Barış Antlaşması’nda karasularının genişliği konusunda somut bir hüküm bulunmamakla beraber, antlaşmanın 6. Maddesi'nin 2. Fıkrası ve 12. Maddesi'nin son cümlesi ile akit devletlerin o zamanki uygulamaları ve konferanstaki tutumlarından, karasularının 3 mil genişlikte olması gerektiği hareket ettikleri bilinmektedir.
Bu esasta, karasularının Yunanistan ve Türkiye tarafları açısından 3’er mil olduğu durumda, Adalar Denizi’nin yaklaşık yüzde 72’si serbest geçiş rejimine tabi olup açık deniz statüsünde idi.
Yunanistan, Lozan Anlaşması’nı takip eden süreçte, Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nin imzalanması ve Hatay meselesi ile uğraştığı dönemde durumu istismar ederek 17 Eylül 1936 tarihinde ‘’Tek taraflı" olarak karasularını 6 mile genişletmiştir
Türkiye, Yunanistan’ın Lozan dengesini bozarak, karasularının genişliğini 6 mile çıkarmasına o dönemdeki siyasi konjonktür nedeni ile, özellikle Montrö Sözleşmesi’nin imzalanmasında ve Hatay meselesinin halledilmesi sürecinde sorun çıkmaması için itiraz etmekten imtina etmiştir.
Böylece Yunanistan, tek taraflı bir tasarruf ile Lozan dengesini bozarak Ege’nin açık deniz alanının yaklaşık yüzde 25’lik bir bölümünü egemenlik alanına dâhil etmiştir. Türkiye yıllarca Lozan dengesine dönülmesi gerekliliği tezini sürdürerek karasularını 3 milde tutmuş, iki ülke ve Adalar Denizi’nde huzuru ve hakkaniyeti sağlayacak tek yöntem olan bu kararda ısrarcı olmuştur.