Cumhurbaşkanı ne demek istiyor?
Bizim, halk tarafından doğrudan seçilmiş bir cumhurbaşkanımız var. Doğrudan halk tarafından seçilmiş olması aldığı oy oranı/sayısı ne olursa olsun devletin başı olarak onun konumunu daha da...
Bizim, halk tarafından doğrudan seçilmiş bir cumhurbaşkanımız var. Doğrudan halk tarafından seçilmiş olması aldığı oy oranı/sayısı ne olursa olsun devletin başı olarak onun konumunu daha da güçlendiriyor. Bu gücün kullanımı ise toplum karşısındaki saygınlığının önemli bir ölçütüdür.
Dolayısıyla onun başı olduğu devletin vatandaşlarına dinleri, mezhepleri, ırkları, etnik kökenleri, dilleri, siyasal görüşleri, sınıfsal/sosyal konumları fark etmeksizin eşit uzaklıkta durması gerekiyor.
Ne var ki “bizim” cumhurbaşkanımız hem vatandaşların beklentisi hem de anayasal bir zorunluluk olan eşitlik ilkesini seçildiği günden bu yana göz ardı ediyor, bir “partili cumhurbaşkanı” olarak davranmakta beis görmüyor. Alanlara çıkıyor, kurucusu olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi AKP için oy istiyor.
Muhalefet partilerini dışlıyor, hatta 7 Haziran seçimlerinde altı milyonun üzerinde oy alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 80 milletvekili sokmayı başarmış bir partiyi, Halkların Demokratik Partisi HDP’yi seçimlerden iki gün sonra terör örgütü “PKK’nin Meclis’teki uzantısı” olarak suçlayıp hedef gösteriyor.
***
AKP ile ona bağlı ve yandaş kuruluşların 20 Eylül günü Yenikapı’da düzenledikleri geniş katılımlı “tek nefes” bayrak mitinginde yaptığı konuşmada bir adım daha ileri giderek 1 Kasım seçimlerinde halktan TBMM’ye 550 “yerli” ve “milli” milletvekili göndermesini istedi.