Evet’in umudu
Yüksek Seçim Kurulu 16 Nisan günü yapılacak referandum için sandık başına gidecek seçmen sayısını yurtiçinde 55 milyon 319 bin 222, yurtdışında ise 2 milyon 972 bin 671 olarak...
Yüksek Seçim Kurulu 16 Nisan günü yapılacak referandum için sandık başına gidecek seçmen sayısını yurtiçinde 55 milyon 319 bin 222, yurtdışında ise 2 milyon 972 bin 671 olarak açıklamıştı. Yurtdışındaki seçmenler oylarını kullandılar. Yurtiçindekiler ise oylarını yarından sonra kullanacaklar. Verilen/verilecek “evet” ya da “hayır” oyları ülkemizin geleceğini belirleyecek. Türkiye, ya ağır aksak işliyor da olsa rejimini parlamenter demokrasi ile sürdürecek ya da tek adamın iradesine teslim edilecek.
Günlerdir referandumla kalktık, referandumla yattık. Ülke genelinde yüzlerce miting ve salon toplantıları düzenlendi. Siyasal partiler kendi görüşlerine seçmen kazanmak için ellerinden geleni yaptılar. Ülkemiz adına acıdır, 1950’lerden bu yana hiçbir seçim veya referandum kampanyası bu seferki kadar düzeysiz olmamıştı.
***
AKP ve MHP düzenledikleri miting ve toplantılarda referandumun konusu olan 18 maddelik anayasa değişikliğine ilişkin hiçbir somut açıklama getirmeksizin hayırcılara belden aşağı vurmayı, hayırcıları dolaylı da olsa terör örgütleriyle özdeşleştirmeyi, idam vaatlerinde bulunmayı yeğlediler. Bu düzeysiz kampanyayla kitlelerin oylarını kazanmayı umuyorlardı. Düzeysizlik her iki partinin de 2002’den bu yana izlediği temel stratejinin yansımasıydı.
Sosyolojik olarak değerlendirildiğinde bu iki partinin seçmen tabanlarının genel olarak eğitim düzeyi düşük, demokrasiyi içselleştirememiş bireylerden oluştuğu görülüyor.