100 mil yani 160 kilometre koşabilmek
GEÇEN hafta Tuz Gölü’ndeydim.Ankara’ya sınırı olan, bozkırın içinde gündüz buz mavisi, akşam üzeri de gün batımı manzarasıyla büyüleyen Tuz Gölü’nde...“Garmin...
GEÇEN hafta Tuz Gölü’ndeydim.
Ankara’ya sınırı olan, bozkırın içinde gündüz buz mavisi, akşam üzeri de gün batımı manzarasıyla büyüleyen Tuz Gölü’nde...
“Garmin Runfire Salt Lake Ultra Trail” yarışlarını izlemek için oradaydım.
Neredeyse bütün uzun etapçılarla tanıştım.
Uzun etabı şöyle anlatıyorlar...
“Biz spora gitmeye değil, spor yaparak yaşamaya inanıyoruz. Bunun için hayatın içinde sınırlarımızı zorlayarak, bedenimizi tanıyarak spor yoluyla keşfetmeye, gelişmeye ve eğlenmeye olanak sağlayacak farklı dallarda organizasyonlar düzenliyoruz.”
2010 yılından bugüne Türkiye’nin ilk çok etaplı ultra maratonları olan Likya Yolu Ultra Maratonu ve Runfire Cappadocia Ultra Maratonları gibi uluslararası koşu organizasyonları yapmışlar.
Longest Night; Run or Ride, Longest Day, Run With The Sun ve Moonlight Cappadocia gibi farklı spor dallarını da içine alıp çeşitli etkinlikleri hayata geçirmişler.
Bu organizasyonları dünyanın en iyi koşucuları, sporseverleri takip ediyor.
***
Uzun etap gerçekten de uzun...
10 kilometreyi zaten koşuyorum.
21’i, yani yarı maratonu gelecek yıl deneyeceğim.
42 kilometre koşabilir miyim bilmiyorum, 21’i koştuktan sonra karar vereceğim.
Ama bir koşu daha var ki, şimdiden söyleyebilirim, ben bu etapta asla olamam.
100 mil koşuyorlar.
Evet, yanlış okumadınız, 100 mil yani 160 kilometre koşuyorlar.
Neredeyse bir tam gün sürüyor.
Koşanları gördüm ve hepsini alkışladık.
Sanki 160 kilometre değil de benim gibi 10 kilometre koşmuş gibiydiler.
Rahat, kendinden emin ve diri...
Tabii, sonrasını bilemiyorum, 100 mil koşabileceğimi hiç düşünmüyorum.
***
Örneğin, kadınlarda 100 mil koşup, birinci olan Vesile Yılmaz Anatca 25 saat 3 dakika 57 saniyede etabı bitirmiş, erkeklerde ise Mahmut Yavuz 18 saat 11 dakika 40 saniyede...
Nasıl bir efordur, iradedir, takdir ettiğimi kendilerine de söyledim.
Spor yapmayı seviyorum, yürümeyi de koşmayı da...
Spor için bir araya gelmiş, binden fazla kişiyle tanışınca insan daha da motive oluyor.
Tuz Gölü’nde yürürken, koşarken kendimi iyi hissettim.
Yarışmak için değil, spor yapmak için Tuz Gölü bana çok iyi geldi.
Bir fotoğrafçı için
Kapadokya müthiş bir yer
TUZ Gölü’ndeki koşudan sonra Kapadokya’da kaldık.
Bir fotoğraf sanatçısı için Kapadokya kadar güzel bir yer herhalde çok azdır.
Müthiş bir gün doğumu, müthiş bir gün batımı...
Ve olağanüstü bir gece görüşü...
Kapadokya buluşması ay tutulmasına da denk gelince olağanüstü bir doğa manzarası ortaya çıktı.
Türkiye gerçekten de güzel bir ülke...
Batısı ayrı, doğusu ayrı güzel...
İzmirli bir şef
Taiwan’da yarışacak