Bu Avrupa’nın savunduğu değerlere ters değil mi?
Hürriyet yazarı Deniz Sipahi bu hafta 'Bu Avrupa’nın savunduğu değerlere ters değil mi?' başlıklı yazısını kaleme aldı.
YURTDIŞINDA okuyan öğrencilerimiz var. Ve her yıl eğitim vizelerini yenilemek zorundalar. Ancak bu yıl Schengen bölgesinde okuyan öğrenciler büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Üniversiteler başladı, hatta sınav dönemine girildi ama birçok öğrenci vizeleriyle ilgili haber bekliyor.
Vize almak geçmişte de zordu ama en azından eğitim alan bu öğrenciler için özel bir kolaylık sağlanıyordu.
Şimdi burada da zorluklar yaşanıyor. Bana gelen mesajlardan anlıyorum ki, çoğu öğrenci aynı durumda...
Avrupa Birliği kendi içinde de Schengen meselesini tartışıyor. 1985’te ortaya çıkan ve blok büyüdükçe genişlemeye devam eden anlaşma tartışılır hale geldi. Hatta anlaşmada üye devletlere geçici olarak sınır kontrollerini yeniden uygulamaya izin veren bir madde bile yeniden gündemde...
Ancak eğitimi ayrı bir yere koymak gerekmez mi? Üniversiteler bu öğrencileri almış; kabul etmiş ve üzerinden yıllar, aylar geçmiş. Şimdi bu gençlere “Artık okuyamazsınız” mı demek istiyorlar? Bu Avrupa’nın savunduğu değerlere ters değil mi? Schengen bölgesinde eğitim alan öğrenciler için vizeler kısa süreli olmamalı. Hatta üniversite dönemleriyle ya da eğitim süreciyle birlikte otomatik uzatılmalı.
Fransız futbolu sonucu değil
karbon emisyonunu konuşuyor
FRANSIZ medyası ilginç bir konuyu bu günlerde tartışıyor.
Konu futbol... Ama sonuç odaklı bir gündem yok.
Soru şu; “Fransız futbol takımları karbon emisyonlarını nasıl azaltıyor?”
Yani Paris Saint Germain’den ayrılan yıldız futbolcuları değil; giderek hissedilen iklim kriziyle ilgili Fransız futbolunun yaptıkları tartışılıyor. Fransa’nın futbol takımları, karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla üç saatin altındaki tüm maçlara uçak yerine trenle seyahat etmeye karar verdi. Fransız Futbol Federasyonu tüm ulusal takımlar için geçerli olan yeni politikayı geçen hafta bir basın toplantısıyla duyurdu.