Bu kamuoyu baskısı yakında uzlaşmayı da getirecek
Hürriyet yazarı Deniz Sipahi bu hafta 'Bu kamuoyu baskısı yakında uzlaşmayı da getirecek' başlıklı yazısını kaleme aldı.
Ortadoğu’da yaşananlar hepimizin canını acıtıyor. Bu coğrafyanın huzuru sadece burada yaşayan insanları değil hepimizi ilgilendiriyor. İsrail orantısız bir güç kullanıyor.
Bunu biz değil; dünyanın her yerinde yapılan anketler söylüyor.
Liderler aldıkları kararların kamuoyunda nasıl algılandığını herhalde takip ediyorlardır.
Etmiyorlarsa da; yakında bu kamuoyu baskısı hepsinin önüne gelecek ve gelecek planlarını ona göre yapmak zorunda kalacaklar.
Türk kamuoyuna bakalım önce...
Anketler göre toplumun yüzde 34.5’i hükümetin tarafsız kalmasını isterken, yüzde 26.4’ü arabuluculuk yapmasından yana olduğunu ifade ediyor.
Ama bu anketler saldırıların başladığı ilk günlerde yapılmıştı.
Ben Türk insanının arabuluculuk konusunda Türkiye’nin daha aktif rol olmasını istediğini düşünüyorum.
Ki...
Hepimiz göreceğiz; bütün bu yaşananlardan sonra Türkiye’nin Ortadoğu’daki rolü çok daha farklı olacak.
Bakın bir de farklı bir kamuoyu anketi var.
Hamas saldırılarının ardından İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Gazze’ye karşı masada tuttuğu kara harekâtı tehdidinin, ülke kamuoyunda pek karşılık bulmadığı ortaya çıktı. İsrail’de yapılan bir ankete göre, geniş kapsamlı bir kara harekatını destekleyenlerin oranı yüzde 29’da kaldı.
Yine biz söylemiyoruz.
İsrail’in en çok okunan gazetelerinden Maariv’in yayımladığı ankete göre katılımcıların yüzde 49’u “beklemenin daha iyi olduğunu”, yüzde 22’si ise “kararsız olduklarını” söylemiş.
Stratejik Diyalog Enstitüsü tarafından yapılan yeni araştırma ise YouTube videolarındaki İsrail karşıtı yorumların yüzde 4 bin 963 oranında arttığını gösteriyor.
Tabii madalyonun bir diğer tarafını da görmek lazım.
Aynı raporda Hamas’ın İsrail’e saldırısının ardından internetteki İslamofobik yorumların sayısını analiz edilmese de uzmanlar, Orta Doğu’daki çatışma ilerledikçe İslamofobik nefret saldırılarının artabileceği yönündeki korkularını dile getiriyor.
Özetle...