Bu ülkenin her yeri doğal film platosudur
GİDEREK İzmir’i daha çok konuşuyoruz.Biz yıllarca kendi aramızda, “İzmir şöyle, İzmir böyle” diyorduk ama bunu İstanbullular, Ankaralılar, Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşayan...
GİDEREK İzmir’i daha çok konuşuyoruz.
Biz yıllarca kendi aramızda, “İzmir şöyle, İzmir böyle” diyorduk ama bunu İstanbullular, Ankaralılar, Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşayan kişi konuşunca farklı oluyor.
Benim bir tezim var.
Diyorum ki; İzmir ve çevresi, elbette tüm Ege bölgesi, küçük bir çabayla İtalya’nın Toscana’sı gibi olabilir.
Toscana hem turizm açısından müthiş alternatifler sunuyor, hem de film endüstrisinin en çok sevdiği yer olarak biliniyor.
Dünyadaki birçok prodüksiyona evs ahipliği yapıyor.
Ege de, Toscana gibi bir doğal platodur aslında...
Dikkatinizi çekmiştir.
Bir süredir filmler, diziler Ege kıyılarında çekiliyor.
Çünkü burada ışık, mekanlar, insanlar bir film stüdyosu gibidir.
Üstelik doğal...
Seferihisar’dan başla, Bozcaada’da devam et; Kuşadası’na gir, Köyceğiz’den çık.
İzmir merkez gibi Muğla’yı da, Çanakkale’yi de, Aydın’ı da, Denizli’yi de unutma...
İtalyanlar bunu başardı, film endüstrisinin en önemli merkezi haline geldiler.
Benim önerim de bu...
Hizmet sektörü büyür, turizmde alternatifler oluşturulur, gastronomi gelişir.
Filmler, büyük prodüksiyonlar milyonlarca kaynak ayırsanız bile başaramayacağınız bir etkiyi sağlayabilir.
İzmir doğal bir platodur.
Kıymetini bilmeli ve bu konuya kafa yormalıyız.
İzmir’den sektör lideri çıkarmak
GEÇEN gün Folkart’ın yeni projesi Vega’nın tanıtım toplantısında Mesut Sancak iddialı bir yorum yaptı.
Dedi ki...
“Hedefimiz 2019’un sonunda Türkiye’nin inşaat sektöründeki en büyük ve lider firması olmak.”
Türkiye’de çok beğendiğim inşaat şirketleri var.
Folkart da onlardan biri...
Neden sevdiğimi söyleyeyim.
Bir kere kısa sürede Türkiye’nin konuştuğu bir marka oldular.
Ve bunu İzmir’den yaptılar.
İkincisi markayı değil, genellikle İzmir’i öne çıkararak yaptılar.
Her reklam filminde kentin özelliklerini, şehrin güzel yönlerine dikkat çektiler.
Üçüncüsü iyi projeler yaptılar ve karşılığını da buldular.
Ve bana göre en önemlisi...
Kazandıklarını İzmir ile paylaşmayı bildiler.
Sanattan spora kadar birçok konuda İzmir’in markalarına sponsor oldular, destek çıkmaya çalıştılar.
Neden Folkart’ı öne çıkardım?
Bunu da yazayım.
Çünkü Folkart aslında yeni bir marka, kısa sürede iyi bir performans gösterdiler ve bir boşluğu doldurdular.
İzmir’in çok daha eski markaları var.
Hem kent, hem İzmirliler o markaların da desteğini görmeliler.
Folkart sektörün lideri olur mu?
Bu gidişle olur.
İzmirli bir markaya da çok yakışır.
Selfie çılgınlığı
BU yıl 200’e yakın kişi selfie çekerken, çektirirken hayatını kaybetmiş.
Düşünebiliyor musunuz, 1 saniyelik bir dalgınlık, dikkatsizlik nelere mal oluyor.
Son dönemde bunun bir çılgınlığa dönüştüğünü görüyorum.
İnsanlar o anı yaşamak yerine eve gittiklerinde herhalde fotoğraflardan o yaşadıklarının keyfini çıkarıyor.
Bunu anlamak mümkün değil.
Elbette anıları kalıcı hale getirmek önemli ama biraz ayarının kaçtığından herkes emin olsun.