Dünya küçüldü ama yaşanan olayların etkileri de büyüdü
Birkaç gündür tekstilciler İspanya’daki gelişmeleri izliyorlar.Neden mi?Tekstil devi Zara, bir Katalan markası olarak biliniyor.Ve Barselona’daki referandumdan sonra Zara’nın satışlarında yüzde 40’lık...
Birkaç gündür tekstilciler İspanya’daki gelişmeleri izliyorlar.
Neden mi?
Tekstil devi Zara, bir Katalan markası olarak biliniyor.
Ve Barselona’daki referandumdan sonra Zara’nın satışlarında yüzde 40’lık düşüş olduğu söyleniyor.
Bu referandum meselesi İspanya’da gerginliği artırırsa, Zara gibi birçok firmanın da bundan etkileneceği söyleniyor.
Peki Zara’yla Türkiye’nin ve özellikle de Ege Bölgesi’nin ne alakası var?
Var, çünkü Zara gibi dünya devlerinin bir çoğu üretimlerini Türkiye gibi tekstilde iyi olan ülkelerden karşılıyor.
İzmir, Türk tekstilinin en önemli merkezlerinden biri olarak sayılıyor.
Ve duyuyorum ki, Zara’daki bu satış kaybının etkileri buralara kadar gelmiş.
Sipariş iptallerinin devamından da korkuluyor.
Yani “İspanya’daki referandumdan bize ne” demeyin.
En ufak bir gelişme gelip sizi buluyor.
Ara eleman değil aranan eleman
GEÇEN hafta Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’ndeydik.
Başkan Kamil Porsuk, yönetim kurulu ve sanayicilerle birlikte sadece bölgenin değil, Türk sanayisinin geleceğini de konuştuk.
İlginç olun şuydu.
Kemalpaşalı sanayicinin en fazla şikayet ettiği ve öne çıkardığı konu nitelikli eleman meselesiydi.
Birçok işletme daha fazla yatırım planlarken; insan kaynağı sorununu nasıl çözeceğini düşünüyordu.
Bu konuda bir slogan da geliştirmişler.
“Ara eleman değil, aranan eleman” diye...
Aslında birçok adım da atmışlar.
Bölgede iki bağışçının yaptırdığı okul var ama ikisi de hedeflere uygun eğitim vermiyor.
Bence Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuya acil müdahale etmesi gerekir.
Sorun çok belli, Türkiye’nin ihracat hedefleri ve büyüme planları ortadayken, buna uygun eğitim planlaması da yapılması gerekiyor.
Ben milli eğitim müdürlerinin yerinde olsam; organize sanayi bölgelerine gider, ihtiyaçları belirler, bağlı bulunduğum bakanlığa buna uygun bir rapor hazırlardım.
Ve ben milli eğitim bakanı olsam; sanayiyle işbirliğine gider, müfredatı gözden geçirir aranan elemanı yetiştirmek için kolları sıvardım.
Yapılmıyor demiyorum ama eksikler olduğunu görüyorum.
Demiryolu varken
karayolu niye?
“OSB’lerle Buluşmalar” toplantısında bir çarpıcı açıklamayı da Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller yaptı.
Ve dedi ki...
“Fabrikamızdan her gün 60 TIR çıkıyor, İzmir limanlarına gidiyor. Birçok defa dile getirdik. Limana demiryoluyla gitmek varken, 60 TIR İzmir’in trafiğine giriyor...”
Ege Seramik sadece bir örnek...
Kemalpaşalı sanayiciler ihracat odaklı üretim yapıyor.
Ve düşünün...
Demiryolu gibi daha az maliyetli ve üstelik trafiği rahatlatacak bir çözüm varken; neden bu konunun üzerine gidilmez.
Ben Başbakan Binali Yıldırım’ın bu konudaki hassasiyetini ve takibini biliyorum.
Tarifelerle ilgili sorunun kısa sürede çözüleceğini düşünüyorum.
İZUM’la çok rahat ettim