Kentlere göç devam ediyor altyapılar yetersiz kalıyor
Sadece İzmir mi; bütün büyük şehirlerimizin sorunu ulaşım... Bakın size birkaç rakam vereyim.İzmir’de taşıt sayısı 1 milyon 384 bin 339 olmuş.Bir aydaki artış yüzde 4.9...Emin olun bu rakam...
Sadece İzmir mi; bütün büyük şehirlerimizin sorunu ulaşım...
Bakın size birkaç rakam vereyim.
İzmir’de taşıt sayısı 1 milyon 384 bin 339 olmuş.
Bir aydaki artış yüzde 4.9...
Emin olun bu rakam daha da artacak.
Geçen yıl örneğin İzmir’e gelen kişi sayısı 50 bine yaklaşmış.
Bunun 17–18 bininin İstanbul’dan olduğu biliniyor.
Demek ki, bugün 4.3 milyon olan İzmir’in nüfusu 7 milyonlara gelecek.
Paris 10 milyondur, Londra 8 milyon, Berlin 3.5 milyon, Madrid 3.2 milyon...
Ama bu rakamlar yanıltmasın.
Paris’in merkezinde 10 milyon yaşamaz; nüfus banliyölere yayılmıştır, merkezin kalabalığı 3 milyondur.
Londra da öyle, Roma da...
Bizde ise herkes merkezdedir.
Kentlerimiz yeni yeni yayılsa da Avrupa’daki gibi değildir.
Dolayısıyla bu nüfus artışını yönetmek gerekir.
4 milyonluk İzmir, yakın bir gelecekte tıkanma noktasına gelecektir.
7 milyonu İzmir kaldıramaz.
Bunun için şimdiden önlemleri almak, altyapı yatırımlarını tamamlamak gerekir.
Aslında bu yazdıklarım İzmir’e özel meseleler değil, bütün Türkiye’yi aynı tehlike bekliyor.
Şehirlerimizin büyümesi istiyoruz elbette ama böyle değil...
O yüzden Türkiye’nin yeni bir planlamaya ihtiyacı var.
Sık sık kentlerimizin mimari açıdan yetersizliklerini, altyapı konusunda çaresizliklerini dile getiriyoruz.
Her sorunun bir çözümü var.
Türkiye’nin kaynakları da bilgi birikimi de ideal şehirler yaratmaya yeter.
Ama dediğim gibi bunun için planlamaya ihtiyaç var.
Şimdi soruyorum?
1 milyon 384 bin 339 araç İzmir’de bir yerden bir yere gidecek, bunun için altyapıyı yeterli buluyor musunuz?
Uzun zamandır yazıyorum.
İkinci çevre yoluna mutlaka ihtiyaç var.
Körfez geçiş projesine mutlaka ihtiyaç var.
Kent içi trafiğini düzenleyecek yeni projelere ihtiyaç var.
Elbette sürekli çalışılıyor, yeni yatırımlar yapılıyor ve planlanıyor.
Ama bu hızlı yükseliş ve artış kentlerimizi bir süre sonra sıkıntıya sokacak gibi gözüküyor.
Bizden söylemesi...
Sosyal hayatı da taşımak gerekir
Avrupa’nın kalabalık şehirleri çözümü banliyölerdeki hayatı canlı tutarak sağlıyor. Kent merkezine geliş-gidişleri ya caydırmak lazım ya toplu ulaşımı yaygınlaştırmak ya da sosyal hayatın bütün ihtiyaçlarını oralara götürmek.
Sadece market, restoran gibi şeylerden de bahsetmiyorum.
Bunlar zaten zaruri ihtiyaçlar...
Aynı zamanda sosyal hayatı da zenginleştirmek gerekir.
Sinemalar, tiyatrolar, toplantı salonları, etkinlik alanları gibi yerleri de düşünmek gerekir.
Bunları yakın bir yerlerde bulursanız merkeze gitme ihtiyacınız da azalır.
Her şeyi merkeze yaparsanız, merkezin ne trafiğini, ne temizliğini, ne de altyapısını halledemezsiniz.
Bizde şehirler öyle işte...
Bütün bunları yeniden konuşmalıyız.