Siyasete ilgi var ama başvurulara yansımıyor
ANKARA kulislerine dalınca şu yorumu çok duyuyorum. “İstenildiği kadar başvuru gelmedi. O yüzden süreyi uzattık...”Partilerin çoğu başvuru sürelerini öyle ya da böyle...
ANKARA kulislerine dalınca şu yorumu çok duyuyorum.
“İstenildiği kadar başvuru gelmedi. O yüzden süreyi uzattık...”
Partilerin çoğu başvuru sürelerini öyle ya da böyle uzattı.
Haklılar...
İstiyorlar ki, daha fazla ilgi, daha fazla başvuru olsun.
Ve yeni isimler, yeni yüzler olsun.
Hatta siyasetin kalitesini yükseltecek aday adayları olsun.
Ben de soruyorum.
Böyle bir siyasi iklimde kim, nasıl aday olur?
“Siyasi iklimde ne varmış?” diye sorabilirsiniz.
Anlatayım.
Birçok farklı çevreye girip çıkıyorum.
Siyasete ilgi duyan, siyaset yapmak isteyen çok insanla karşılaşıyorum.
Bunlar arasında gençler de var, kadınlar da...
Yine çok sık duyuyoruz.
“Genel merkezler kadın aday istiyor” diye...
Ben de diyorum ki...
Gençlerin, kadınların ve yeni isimlerin siyasette olmasını istiyorsanız; başvuru yapmalarını beklemeyin.
Çünkü yapmayacaklar, yapamayacaklar...
Bahsettiğim bu iklimden dolayı çünkü...
12 Eylül’ün bana göre demokrasiye verdiği en büyük zarar bu yönde oldu.
İnsanları siyasetten uzaklaştırdı ve uzun süre akıllardan uzak tuttu.
Bu da siyasette büyük boşluklara neden oldu.
Siyasi parti teşkilatları kendilerini yenileyemediler.
Demokrasiyi tabana yayamadık.
Bir kişinin en alttan en tepeye kadar çıkabileceği o basamakları doldurduk, geçecek yer bırakmadık.
Bunları bütün partiler için söylüyorum.
Dolayısıyla yeni isimlerin partilerde yer bulmasını beklemek bugünkü şartlarda mümkün gözükmüyor.
Bence partiler başvuru beklemeden bu isimleri bulup çıkarmalı, davet etmeli ya da başvuru formlarını kendileri vermeli.
Yoksa biz her zaman olduğu gibi aynı isimleri telaffuz etmeye devam ederiz.
(ikinci yazı)
Fantastik öykülerin
yaratıcı...