“Benden sonrası tufan” sendromu
Cengiz Topel Yıldırım’ın Mansur Yavaş ile ilgili negatif açıklamalarını okuduğumda çok şaşırmadım. Kendisiyle 2018’de yaptığımız bir görüşmede fark etmiştim....
Cengiz Topel Yıldırım’ın Mansur Yavaş ile ilgili negatif açıklamalarını okuduğumda çok şaşırmadım.
Kendisiyle 2018’de yaptığımız bir görüşmede fark etmiştim. İşin merkezine kendisini koymuştu. Ankara’da seçimin sadece kendisiyle alınacağını düşünüyordu. CHP sadece bir detaydı.
Aday adaylığı sürecinde izlediği yol da parti tabanını, CHP Parti Meclisi’ni, CHP Merkez Yürütme Kurulu’nu etkilemek değil, doğrudan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na oynamaktı.
Bunu da Kılıçdaroğlu’nun yanındaki bazı “profesyonellerle-siyasetçi değil, maaşlı çalışanlarla-” yakın diyaloğuyla yapacağını düşünüyordu. O profesyoneller, kendisine CHP’yi yakından izleyen gazetecilerle görüşme ayarlamaktan tutun, Kılıçdaroğlu’nun yanında fotoğraf vermesini sağlamaya, medyaya el altından “Ankara adayı Cengiz Topel Yıldırım” bilgisini sızdırmaya dek bir çok adım attılar. Hatta, kısa süre içinde haberlerde kendisinden “Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı” olarak söz edilmeye başlandı.
Ankara İl Kongresine makam aracında Kılıçdaroğlu’yla birlikte gelmesi, daha ortada hiç bir şey yokken “CHP’nin Ankara adayı” algısını yaratmıştı.
Bütün bu umutlu çabalarının sonuçsuz kalması, aday olamaması, “Mansur Bey’i aday gösterdiğimiz gün Ankara’yı kaybettik” açıklamasının temel motivasyonuydu.
ŞUBAT’TA BAŞDANIŞMANLIĞI BIRAKMIŞ
CHP kurmaylarına ve Mansur Yavaş ekibine dün o açıklamayı sordum. Kızdıklarını, öfkelendiklerini düşünüyordum ama yanılmışım. Bir CHP’li şu yanıtı verdi: “Ciddiye alınacak bir şey değil. Herkes ‘aday yapılmadı diye böyle konuşuyor, ayıp ediyor’ diyor. Bir etkisi olmaz” yorumunu yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun da ciddiye almadığı, herhangi bir uyarıda bulunmadığını öğrendim.
Bunlar...