Bu işin doğasında var!
Kız kardeşim uzun yola gidiyordu.
Aile geleneğimizdir: İçimizden biri seyahat ediyorsa arayıp “biz vardık” diyene kadar merak eder, bunaltacak kadar sık arayıp sorarız.
Ben de aynı duyguyla kardeşimi aradım. Selam verdim, daha ağzımı açıp nerede olduklarını, yolculuğun nasıl gittiğini sormadan o konuşmaya başladı:
“MHP 154 kişilik hedef listesi açıklamış. Sen de varmışsın. Dikkat et lütfen, bunların ne yapacağı belli olmaz. Kaç gazeteciye, kaç siyasetçiye saldırdılar (Büyük ihtimalle Ahmet Takan, Yavuz Selim Demirağ, Sabahattin Önkibar, Murat İde, Orhan Uğuroğlu gibi gazetecileri kastediyordu).”
Endişesini hissettim, merak etmemesi gerektiğini söyledim, bütün konuşma boyunca kendisini sakinleştirmeye çalıştım.
Ne mümkün!
★★★
Bir süre sonra başka bir arkadaşım aradı. Sabah SÖZCÜ Televizyonu’nda Sevgili Murat Muratoğlu’yla yaptığımız “örgüt lideri” esprilerine kızmış (Gazeteciler listesinin birinci sırasında diye Murat Muratoğlu’na ‘sen örgüt liderisin’ diye takılmıştım).
“Ya böyle bir şeyle dalga geçilir mi? Dikkat edin lütfen, bu tür şeyleri hafife almayın” dedi. Ben de kardeşime söylediğim cümleleri tekrarlayarak kendisini yatıştırmaya çalıştım.
Ne mümkün!
Adam MHP lideri Devlet Bahçeli’yi dinledikten sonra aramış ve panik içeren bir ses tonuyla sözlerini sürdürdü: