Doktor giderse!

Sözcü Gazetesi Yazarı Deniz Zeyrek'in bugünkü (11.07.2022)''Doktor giderse!'' başlıklı yazısı.

İkinci çapası yapılmış patates tarlasını sulama vaktiydi.

Güneş tepede parlıyordu.

Sıcak, çok sıcaktı.

(Nazım Hikmet'in Şeyh Bedrettin Destanı'nda dediği gibi) “Sapı kanlı, demiri kör bir bıçaktı sıcak.”

Açık alnı, burnu, yanakları adeta kavrulmuş, kararmıştı.

Kurumuş toprakta kürekle ark açarken çıkan tozlar üzerine yapışıyordu.

Malakanlar zamanından kalma sulama kanallarından gelen suyu patates sıraları arasındaki arklara bağlıyordu. Bir sıra dolunca, suyu diğer sıraya geçiyordu.

Bunu yaparken bir yandan suyun, toprak üstündeki çatlaklarda yolunu bulmasını izliyor, diğer yandan patates çiçekleri üzerindeki bal arılarının dansına odaklanıyordu.

Hayat gerçekten başlı başına bir mucizeydi onun için.

Cebinden özenle katladığı bez mendilini çıkardı.

Önce ağzının ve gözlerinin çevresindeki teri sildi. Sonra alnını…

Terine yapışmış tozlardan olsa gerek mendil çamurumsu bir lekeyle kaplandı.

Bunu yaparken burnunun sol tarafında, tam da göz hizasında büyük bir acı hissetti.

“Bövelek ısırdı galiba” diye düşündü.

Zira yaz aylarında “bövelek” dedikleri bir sinek peydahlanır, atları, sığırları ve hatta insanları ısırıp çıldırtırdı.

Elini acının geldiği yere götürdüğünde gerçekle yüzleşti.

Bir bal arısı tarafından sokulmuş, arı iğnesini soktuğu yerde bırakmıştı.

Arının soktuğu yer hızla şişip, gözünün önünü kapatacak hale gelmişti.

Etrafta çocuklar koşuşturuyordu. Gözü eşini aradı, görmese de seslendi.

Arının soktuğu yere sürmek için yoğurt ve soğan getirmelerini istedi.

Üç dört dakika geçmemişti, gözleri kararmaya başladı.

Tarlanın başındaki sınır taşına kadar yürüdü ve oturdu. O sırada eşi yoğurt ve soğan getirmiş, çocuklar etrafında toplanmıştı.

Şişen sadece burnu olmamıştı. Etrafındakiler vücudunun birçok yerinde eşzamanlı gelişen şişlikleri görüyordu ama kimse yutkunamadığını, nefes almakta zorlandığını görmüyordu.

Dağ gibi adam öylece yığılıp kalmıştı.

Zor bela yoldan geçen bir at arabasına bindirdiler. Sağlık ocağı 300 metre ilerideydi ama mesai saati olmadığı için kapalıydı.

Hemen yan taraftaki lojmana koştular.

Ocağın genç pratisyen hekimi, tatili TUS sınavına hazırlanarak geçiriyordu. Gürültüyü duyunca hemen dışarı çıktı.

“Arı soktu” denildiğini duyunca durumu anladı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yüzde 76’nın izahı... 04 Eylül 2024 | 4.958 Okunma İnsan neden buna ihtiyaç duyar? 02 Eylül 2024 | 4.980 Okunma Avucunuzu yalarsınız... 30 Ağustos 2024 | 4.246 Okunma O zaman ücretleri artırın! 28 Ağustos 2024 | 4.562 Okunma Su da yanar! 09 Ağustos 2024 | 2.339 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar