Eeee ne oldu şimdi?
Yazıya Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimini iptal kararına, “birlikte” gerekçe yaptığı üç kategoriyi hatırlatarak başlayacağım:1) Başkanları kamu görevlisi olmayan...
Yazıya Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimini iptal kararına, “birlikte” gerekçe yaptığı üç kategoriyi hatırlatarak başlayacağım:
1) Başkanları kamu görevlisi olmayan 754 sandık,
2) Oy sayım döküm cetveli (çetelesi) olmayan 18 sandık, oy sayım döküm cetveli (çetelesi) imzasız mühürsüz 90 sandık,
3) Oy kullanmaması gereken ama kullandığı tespit edilen 706 kişi.
Bu kategorilerin üçü de tek başına seçim iptali için gerekçe sayılmadı. YSK kararında bunlar birlikte değerlendirildiği için “iptal” kararı verildiği savunuluyor.
Bırakın hukuk bilgisini, en ufak bir akıl kırıntısı olan herkes, bu üç kategorinin, ancak üst üste çakıştığında birlikte değerlendirilebileceğini biliyor.
Peki bu üç kümenin kesiştiği/çakıştığı bir alan var mı?
Bu sorunun yanıtını grafikte de göreceksiniz ama yazarak da anlatayım:
– Sandık Kurulu Başkanı kamu görevlisi olmayan sandıkların sadece 4’ünde sayım döküm cetveli imzasız. (Diğer bir deyişle sayım döküm cetveli olmayan ya da imzasız mühürsüz olan sandıkların 750’si kamu görevlilerinin olduğu sandıklar.)
– Oy kullanmaması gereken ama kullanan 706 seçmenden sadece 3’ü kurul başkanları kamu görevlisi olmayan üç sandıkta. 703’ü başkanları kamu görevlisi olan sandıklarda oy kullanmış.
Bir başka detay daha var. İmzasız mühürsüz çetelelerde kullanılan 30 bine yakın oyun 8’i hariç hepsi (asıl belge olan sayım sonuç tutanaklarına göre) doğru adrese işlenmiş. 8 oy da AK Parti’ye fazladan yazılmış.
Bütün bunlara rağmen YSK kararını içselleşmek, kabullenmek isterseniz, gerekçeniz herhalde “...