Hayaller ileri demokrasiydi, Ya gerçekler?
Günlerden 10 Eylül 2010’du. Hem Ramazan Bayramı’nın ikinci günü, hem cumaydı. İki gün sonra önemli bir “Anayasa Değişikliği Referandumu” yapılacaktı. Hani FETÖ liderinin “imkan olsa...
Günlerden 10 Eylül 2010’du. Hem Ramazan Bayramı’nın ikinci günü, hem cumaydı. İki gün sonra önemli bir “Anayasa Değişikliği Referandumu” yapılacaktı. Hani FETÖ liderinin “imkan olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda oy kullandırmak lazım” diye sahiplendiği referandum.
O tarihte Başbakan olan Tayyip Erdoğan, Arnavutköy’deki Taşoluk Camii’nin önünde gazetecilerin sorularını yanıtlıyordu.
Henüz muhalefet saflarında olan MHP lideri Devlet Bahçeli, bir gün önce FETÖ liderine, “Ölüleri mezardan kaldırıp oy kullandıracağına, kendisi gelsin oy kullansın” çağrısı yapmıştı. Bahçeli, Erdoğan’ın Bayram Namazı sonrasındaki açıklamalarını da hedef alıp, “Camiye siyaseti sokuyor” eleştirisini yöneltmişti.
Erdoğan Bahçeli’nin eleştirisine Taşoluk Camii’nin önünde yanıt verdi:
“Camiye siyaset sokmak caminin içinde bu konuşmayı yapmaktır. Biz dışarıda bu konuşmayı yapıyoruz. O bildiğini okuyuversin, milletim de bildiğini okuyacak.”
Peşi sıra da referanduma sunulan paketi övmeye başladı:
“… ileri demokrasiye, özgürlüklere, üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçiyoruz. Kim bunlar? Statükocular, oligarşinin her çeşidi, bunun içinde yargısı, bürokrasisi, işte bütün bunlara bu yeni düzenlemeyle benim milletim dur diyecek.
Bir devlet memurunun hanımı örtülü mü örtüsüz mü, içiyor mu içmiyor mu, Alevi mi Sünni mi, evine kimler gelir gider, artık bu fişleme dönemine son veriyoruz.”
Erdoğan o günlerde referandumdan istediği sonucu çıkarmak için “demokratikleşme” ve “12 Eylül darbecilerine hesap sorma” sloganlarını ön plana çıkarıyor, hatta 20 Temmuz 2010 gün...