“Seçen” olabilmek!
Cumartesi günü ODTÜ’ye gidip bölümlerin kendilerini aday öğrencilere tanıttığı fuarı gezdik. En kalabalık yerler elektronik, bilgisayar ve makina mühendislikleri ile mimarlık gibi bölümlerin stantlarıydı.
Biraz yaklaşınca gördüm ki o pırıl pırıl gençlerin çoğu 2 milyondan fazla aday arasında ilk bine girmeyi başarmıştı. Dolayısıyla da üniversiteler onları değil, onlar üniversiteleri seçiyordu.
Eminim, aynı araştırmayı sadece ODTÜ’de değil, Hacettepe Tıp Fakültesi’nde, Boğaziçi’nde, Galatasaray’da ya da Koç, Bilkent ve Sabancı gibi vakıf üniversitelerinin tam burslu bölümlerinde de yapıyorlardı.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Haluk Özen’in sadece 30 öğrenci alacakları “Yapay Zeka Mühendisliği” bölümünü gazetecilere anlatırken yüzüne yansıyan haklı gururu görseydiniz keşke.
Prof. Özen’in yeni bir adım atarken saklayamadığı o gurur ve heyecan, üniversite arayan zeki gençler kadar, onları doğru yönlendirecek, ihtiyaçlarını karşılayacak, hepsinden önemlisi, genç beyinleri geleceğe taşıyacak vizyona sahip rektörlere, akademisyenlere ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu da gösteriyordu.