“Türkler iyi taş taşıyor”
“Sanatçı güzel şeylerin yaratıcısıdır. Sanatın amacı, sanatı açığa vurup sanatçıyı gizlemektir. (…) Güzel şeylerde çirkin anlamlar bulanlar, sevimli olmadan yoz olanlardır. Bu bir kusurdur.
Güzel şeylerde güzel anlamlar bulanlar, kendini yetiştirmiş olanlardır. Bunlar için bir umut vardır.”
Bu aralar, edebiyat tarihinde portreler hakkında yazılmış romanları okuyorum. Aktardığım satırlar da ünlü yazar Oscar Wilde’ın tek romanı “Dorian Gray’in Portresi”nin girişinden alınmıştır.
★★★
Aktarıyorum, çünkü 131 yıl önce Büyük Britanya’da (baskıcılığı ile ün salmış Kraliçe Victoria’nın döneminde) basılmış bir romanın başlangıcındaki bu satırlar, sanatçı kavramını, sanatın yaşamla ilgisini, insanların sanata bakış açılarındaki farklılığı ve bu farklılığın kaynağını çok iyi özetliyor.
Aktarıyorum, ressam Ahmet Güneştekin’in Viyana’daki “Mitosların Evreni” sergisini gezerken bana yol gösteriyor.
Kendimi karşısında uzun süre dikildiğim, “yoktunuz” isimli bir eseri anlamaya çalışırken buluyorum.
Eser, aslında bir yıkımın kalıntısı, çirkin bir enkaz.