Vakıf!
Sözcü Gazetesi Deniz Zeyrek'in bugünkü (27.05.2022)''Vakıf!'' başlıklı yazısı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 24 Mayıs 2022 salı gecesi 22.00'de yaptığı açıklamaların yansımalarını izliyorum.
İktidar cenahında başta ‘acaba ne açıklayacak' tedirginliği oluşmuştu.
Ancak Kılıçdaroğlu TÜRGEV ve Ensar'ın yurt dışına transfer ettiği ve CHP'nin ABD Temsilcisi Yurter Özcan'ın bir gün önce 17.20'de sosyal medyada paylaştığı belgeler olduğunu görünce rahatladılar.
Rahatlamakla kalmadılar, Kılıçdaroğlu'nun “kaçacaklar, önce paraları gönderiyorlar” çıkışı üzerinden üste çıkmak istediler.
Baştan söyleyeyim, iktidar Türkiye'de kurulmuş iki vakfın milyonlarca doları ABD'ye transfer etmesini normal gibi gösterse de değil. İş yasalara uygun hale getirilmiş olabilir ama yapılan iş normal değil.
Neden mi?
Hemen arz edeyim:
“Vakfetmek” dilimizdeki en güzel kelimelerden biridir.
İnsanların, sahip olduklarını paylaşmasını, ihtiyaç sahiplerine ulaştırmasını anlatır.
Bakın Bülent Arınç, Vakıflardan Sorumlu Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan “İlginç Vakıflar” isimli kitabın ön sözüne ne yazmış:
“Değerli okuyucu, sevgili genç,
Bizi binlerce yıllık tarihimiz boyunca orijinal kılan üç değerli şey olmuştur: Edep, merhamet ve cesaret
(…)
İşte bu vasıfların bir tezahürü olarak ecdadımız, kendi kişisel imkanlarıyla, hiçbir menfaat beklemeden küçük büyük binlerce hayır kurumunun temellerini atmış ve bu müesseselerin varlığı ve devamlılığı için de tüm birikimlerini bağışlamışlar.”
Kitaba baştan sona göz attım. Hayırsever insanlar, tarih boyunca servetlerinin bir bölümünü ilginç işler için ayırmışlar.