Gözlerimiz, gönlümüz Sayın Binali Yıldırım’ı arıyor
Tv100 Gazetesi Yazarı Doğan Çağlar'ın bugünkü (07.02.2022)'' Gözlerimiz, gönlümüz Sayın Binali Yıldırım’ı arıyor'' başlıklı yazısı.
Gözlerimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın sadık, sağlam, mert, kötü gün dostu Sayın Binali Yıldırım’ı arıyor.
Sormadan edemiyorum, Binali Bey nerede?
2023 seçimlerine az kaldı, Sayın Cumhurbaşkanımız meydanlarda. Her zaman olduğu gibi enerjisi yüksek. Halk ile bütünleşmiş; anlatıyor, ikna ediyor ve emin adımlarla, güven vererek yoluna devam ediyor.
Fakat Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında halkın en sevdiği devlet adamları içinde başı çeken Binali Bey’i de görmek isteriz.
Halk Binali Bey’i sever, güvenir, her daim görmek ister.
Peki neden?
Binali Bey neden bu kadar seviliyor, saygı duyuluyor?
Hiç şüphesiz dünyanın en büyük liderlerinden biri olan Sayın Erdoğan’ı seveni, ona sadık olanı, ona bağlı olanı millet de sever.
Aynı zamanda dürüstlük, güvenilirlik, sadakat gibi yönleri güçlü olan Binali Bey’in sempatik kişiliği, kullandığı sade dil, liyakatli, doğal ve halktan biri olması da çok sevilmesine sebep oldu.
Binali Bey’e bakınca millet kendinden birini görür.
Kibir görmez, öfke görmez, halka tepeden bakma görmez, kendini görür, tevazu görür, insanlık görür.
Elbette bu sözlerimin, tespitlerimin altı dolu.
Tek tek somut olarak anlatacağım…
Binali Bey, Sayın Cumhurbaşkanımız hangi görevi verdiyse tereddütsüz kabul etti.
Bakanlık, Meclis Başkanlığı, Başbakanlık, Belediye Başkan adaylığı ve Genel Başkanvekilliği yaptı.
Tam bir görev adamı.
Hangi görev verilirse sorgusuz, sualsiz, liderine biat etmiş sadık bir dost, sadık bir devlet adamı.
Şimdi eski günlere bir dönelim...
Malum Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Davutoğlu’na partiyi emanet etmişti. Ardından Başbakan oldu. Peki neler bekliyordu millet Sayın Davutoğlu’ndan?
Başkanlık Sitemi'ne geçişi hızlandırıp önünü açmasını bekliyordu.
Peki öyle oldu mu?
Elbette hayır.
Başkanlık Sistemi'ni hiçbir zaman gündemine almadı, bununla ilgili adımlar atmadı. Aksine kamuoyuna Sayın Erdoğan’a alternatif rakip bir lider doğdu imajı verdi.
Tıpkı yazdığı "Stratejik Derinliği" gibi derinden, stratejik adımlar atarak kendi kadrolarını kurmaya ve Sayın Erdoğan’a alternatif bir lider olmaya çalıştı.
Ve beklenen oldu, görevden istifa etti. Çünkü halk bunu istiyordu, halkın önünde duramazsınız.
Halk “one minute” dedi.
O da “ben bir daha buralara gelmem” dercesine gitti; CHP ile aynı masaya oturdu.
Giderken Sayın Davutoğlu’nun verdiği sözleri hiç unutmuyorum; “Nefsimi ayaklar altına alırım, bu kutlu harekete hizmet eden hiçbir dostumun kalbini kırmayacağım, AK Parti’ye zarar vermeyeceğim, Sayın Cumhurbaşkanı aleyhinde tek bir söz duyulmadı, bundan sonra da duyulmayacak. Onun onuru benim onurumdur. Onun ailesi benim ailemdir” dedi.
Sonuç; Sayın Davutoğlu, CHP ile aynı masada, Sayın Erdoğan‘ın karşısında…
Sayın Erdoğan aleyhine konuşuyor, siyaseten Sayın Erdoğan ile savaşıyor...