Elyazısının gücü
Bilim adamları, bilgisayar varken acaba dolmakaleme, genel olarak elle yazmaya ihtiyacımız var mı sorusu üzerine araştırmalar yapmışlar.Biliyorsunuz ki son zamanlarda bu ülkemizde de farklı boyutuyla konuşulan bir tartışma...
Bilim adamları, bilgisayar varken acaba dolmakaleme, genel olarak elle yazmaya ihtiyacımız var mı sorusu üzerine araştırmalar yapmışlar.
Biliyorsunuz ki son zamanlarda bu ülkemizde de farklı boyutuyla konuşulan bir tartışma konusuydu. Elbette dolmakalem kısmı değil, ancak okulların çoğunda kaldırılması kararlaştırılan elyazısının biçimi meselesi gündemi oluşturmuştu.
Araştırmalar şunu göstermiş ki, elyazısı beyni çalıştırıyormuş. Bilgisayarın durgun çalışmasına karşılık elle yazmakla beyin arasındaki irtibat daha yaratıcı bir özelik taşıyormuş.
Başta Lousiana’da olmak üzere 14 eyalette eğitim alanındaki uzmanlar ve psikologlar bir yıl boyunca yaptıkları araştırmada elyazısıyla zekâ gelişimi arasındaki bağın olumlu sonuç verdiğini tespit etmişler. Bunun sonucunda, okullarda çocuklara elyazısı yazdırmanın gerekliliğini belirtmişler.
Hiç kuşkusuz bu araştırmalar yapılırken karşıt düşünceler de ileri sürülmüş, hatta bazı kişiler, nostaljik bir fantezi olarak yorumlamışlarsa da etkili olmamış. Ne de olsa sonuç ortada!
Washington Üniversitesi profesörlerinden Virginia Berninger, orta-lise öğrenim sıralarında elyazısı yazmanın düşünme yeteneğini arttırdığını saptamış.
En önemlisi, çocuklar ellerinde kalem bulundurunca onu günlük yaşamda da kullanıyorlarmış. Defter taşıyorlar, not alıyorlarmış... Yine sonuçlar göstermiş ki, yazarak aldıkları notlar daha fazla akılda kalıyormuş. Yani, akıllı(!) telefonlarına kaydedilen notlar zamanla unutuluyormuş...
Araştırmacılar şu uyarıda bulunuyorlar: Teknolojinin tuzağına düşmeyin!
BEN, kimi edebiyat dergileri için hazırladığım uzun yazılarımı, konferans metinlerimi, eleştiri yazılarımı önce elyazısıyla yazarım. A5 boyutunda deftere, çeşitli dolmakalemlerle yazarım.
Sevgili dostum Ali Poyrazoğlu geçen gün bana bir öneride bulundu: “Elyazısıyla yazdığın yazıların müsveddelerini sakla. O yazıyı hangi dolmakaleme yazdığını, hangi mürekkebi kullandığını da kaydet.
Nihayetinde, o tarihte hangi dolmakalemi kullandığını, hangi mürekkep rengini tercih ettiğini anımsarsın. Yeni bir dolmakalem veya mürekkep aldığında onu mukayese etmiş olursun.”
Yaratıcı bir teklif.
Diğer taraftan düşünüyorum, teknoloji bu kadar hayatımızın içine girmişken örneğin her şeyi bilgisayarda yazabilir miyiz?
Ünlü sinema yönetmeni Quentin Tarantino, bilgisayarda şiir yazılamayacağına inananlardan. Katılıyorum. Şiiri, şairi düşünürken önünde soğuk bir makine garip düşüyor.
Şairin yazdığı kalemin, elyazısının şiirine dair bilgi verdiğini düşünüyorum.
Kaldı ki elyazısı tahlilleri nasıl yapılacak? En fazla kullanılan fonttan bir tahmin yürütülebilir ki, o da pek bir sonuç vermez...
Elyazısıyla yazanların bir listesi de var araştırmada Susan Sontag, Truman Capote, Vladimir Nabokov, Joyce Carol Oates elyazısı yazanlardan birkaçı.
Türk edebiyatından Yaşar Kemal, Behçet Necatigil ilk aklıma gelenler.
Sabahattin Ali yeşil mürekkep kullanırdı. Abdülbaki Gölpınarlı da kendine has renk tercih edenlerdendi.
ŞİMDİ bordo mürekkebimle yeni bir yazıya başlıyorum...