Ergenekon sürecinde tarih bilincinin tarihi
Silivri’de Avukatlara gidip gelirken koridorlarda rastladığım Ergenekon tutukluları bana “merhaba” yerine o cümleyi söylerlerdi: “Ergenekon tertibi çöktü, değil mi Doğu abi.” Ve biraz saygılı, biraz...
Silivri’de Avukatlara gidip gelirken koridorlarda rastladığım Ergenekon tutukluları bana “merhaba” yerine o cümleyi söylerlerdi: “Ergenekon tertibi çöktü, değil mi Doğu abi.” Ve biraz saygılı, biraz alaycı bir gülümseme eşliğinde! Çünkü bizim hayâl gördüğümüze inanıyorlardı. Umutlu olmak neredeyse utanılacak bir konumdu.
Biz Vatan Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal yöneticileri ile kimi seçkin komutanlarımız dışında tutukluların büyük çoğunluğu, nice yıllar o duvarların arasında kalacağımızı düşünüyorlardı. ABD güçlüydü, FETÖ yıkılmazdı, Tayyip Erdoğan onlardan ayrılmazdı! Umutsuzlardı. O kadar ki, Silivri’den çıkacağımız günlerde bile, FETÖ’nün ne yapıp yapıp bizleri içerde tutacağı kanısındaydılar.
Bakın diyorduk, o duvarlar yıkıldı. Hayır diyorlardı, ABD, Silivri duvarlarının kapısını açtırmaz! O yüzden ABD’den ve FETÖ’den kurtuluş talep edenler de vardı.
YARGITAY’IN ÖRGÜT YOK KARARI
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bizim savunmalarımızı esas alarak, “Program yok, toplantı yok, örgüt organları yok, örgüt yönetimi yok, eylem yok, bu nedenlerle Örgüt yok” diye karar verdi ve FETÖ yargıçlarının verdiği kararı esastan bozdu.
Ne var ki, karamsarlarımız Yargıtay’ın bu kararına bile inanmadılar. Karar, onların kafasındaki şemaya uymuyordu. BOP Eşbaşkanlığı devrindeydik ve bizlerin mahkûm edilmemiz ve hapislerde çürümemiz gerekirdi.
Davaya yeniden bakan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararına uyma kararı bile, karamsarlığı dağıtamadı. Bu kez, bazı iktidar sahiplerinin demeçlerine g&o...