Eşcinsellik ve Yabancılaşma 3: İnsanın cinsiyetine yabancılaşması
Canlıların insan türünde 46 kromozom bulunuyor. Bu kromozomlardan ikisi cinsiyeti belirleyen X ve Y kromozomlarıdır. Erkeklerin cinsiyet kromozomları XY oluyor. Kadınların cinsiyet kromozomları ise XX'tir.Üreme esnasında kadın...
Canlıların insan türünde 46 kromozom bulunuyor. Bu kromozomlardan ikisi cinsiyeti belirleyen X ve Y kromozomlarıdır. Erkeklerin cinsiyet kromozomları XY oluyor. Kadınların cinsiyet kromozomları ise XX'tir.
Üreme esnasında kadın yumurtasını X kromozomu taşıyan erkek spermi döllerse, çocuk kız oluyor. Kızın cinsiyet kromozomlarının XX olmasının nedeni budur.
Eğer kadın yumurtasını Y kromozomu taşıyan sperm döllerse, o zaman çocuğun kromozomu XY oluyor. Böylece erkek çocuk dünyaya geliyor.
Kadın ve erkeği belirleyen kromozomlar dışında ayrıca bir de eşcinsel kromozomu bulunmuyor. Eşcinsel denen bütün insanla rın kromozomları ya XX'tir, yani kadındır ya da XY'dir, yani erkektir. Dolayısıyla doğada eşcinsel diye bir cinsiyet bulunmuyor. Bu nedenle eşcinselliğin doğal olduğunun iddia edilmesi bütünüyle safsatadır.
Bilimsel veriler kanıtlamaktadır ki, insanlar toplumsal ve ideolojik etkenler nedeniyle kromozomların belirlediği erkek ve kadın cinsiyeti dışında cinsel davranışlara girmektedir. Başka deyişle eşcinsellerin cinsel davranışlarını taşıdıkları kromozomlar değil, yani doğal cinsiyetleri değil, ideolojik etkenler belirlemektedir. Eşcinsellik, insana dayatılan bir davranıştır. Bu kitapta toplumsal ve ideolojik eşcinselliği inceledik.
Türkiye'mizin uluslararası düzeyde biyologlarından Prof. Dr. Ali Demirsoy, eşcinselliğin insanın doğal yapısından bir sapma olduğunu vurguluyor ve bu sapmayı genbilimi açısından şöyle açıklıyor: