Korg. Hasan Kumdakçı’nın krize 14 Ağustos çözümü
Türkiye derin bir krizin içinde. Öyle çözümler vardır ki, toplum başlangıçta fazla köktenci bulabilir, ancak başarıldıktan sonra alkışlar. Atatürk’ün İstiklâl Savaşını...
Türkiye derin bir krizin içinde. Öyle çözümler vardır ki, toplum başlangıçta fazla köktenci bulabilir, ancak başarıldıktan sonra alkışlar. Atatürk’ün İstiklâl Savaşını Padişahlığı yıkarak devrimle başarması en güçlü örnektir.
Krizden çıkış için daha başka örnekler de vardır. Bugün öyle köktenci bir çözümün 22. yılındayız. 1996 yılının Ağustos ayının 11. günü Batı Almanya’dan Kıbrıs’a hareket eden motosikletli grup da kendi ölçeklerinde bir kriz yaratmıştı. Kıbrıs’ta sınırı delip Türk toprağına girerek Türk bayrağını indirip Rum bayrağı çekeceklerdi. Alın size kriz! O zaman Kıbrıs’ta Kolordu Komutanı olan Korg. Hasan Kumdakçı’nın, o krize çözümü bir destan gibidir, ancak hakikattir. Şu anda Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi olan Komutanımız, bakınız 22 yıl önceki o krizi nasıl çözdü.
Batı Avrupalı, Rum ve Yunan motosikletlilerin arkasında Batı kamuoyunun güçlü bir desteği var. Rum-Yunan Ortodoks kiliseleri de destek veriyor. ABD büyükelçisi de iki günde bir Korgeneral Hasan Kumdakçı’ya gelip, “Motosikletliler sınırınızı geçip bayrak direğinize bir bez parçası asacaklar, bundan bir şey olmaz” diyor. Bez parçası diye adlandırdığı Rum bayrağı. Böylece olayı hafifletme çabasında. Kumdakçı Paşa da ABD Büyükelçisine, “Öyleyse Rauf Denktaş Bey’den izin alın, ben sessiz kalayım” diyerek zekice bir tuzak kuruyor. Fakat Büyükelçi tuzağın farkında, “O zaman KKTC’yi tanımış oluruz” diyor. Bunun üzerine Korg. Kumdakçı, “O halde bizi zorlamayın. Bizim sınırımızı geçmeye kalkan kim olursa olsun kurşunlarım. Onun için sakın sınırda bulunan bayrak direğine çıkıp Türk Bayrağını indirmeye ve Rum bayrağı çekmeye yeltenmesinler” uyarısını yapıyor.
Korg. Hasan Kumdakçı, Türk askerine gereken emri veriyor ve gerekçesini şöyle açıklıyor:
“Eğer sınırımızı bir kişi geçer, Bayrağımızı indirirse ben Türkiye’ye dönmem, dönemem. Alnıma tabancayı dayar, dokunurum tetiği”.