Yıkıntının altındaki büyük enerji
Son deprem felâketinden sonra bir kez daha kanaat getirilmiştir; zorluklar karşısında bir tarih ayağa kalkıyor. Yeryüzündeki sarsıntıların o derinlerden gelen gürültüsü, Türk milletinin bütün tarihsel...
Son deprem felâketinden sonra bir kez daha kanaat getirilmiştir; zorluklar karşısında bir tarih ayağa kalkıyor. Yeryüzündeki sarsıntıların o derinlerden gelen gürültüsü, Türk milletinin bütün tarihsel birikimini, binlerce yılda kazanılan dayanma gücünü, fedakârlığını, kahramanlığını, bütün insanîözelliklerini ve erdemlerini ayağa kalkmaya çağırıyor. Yıkıntıların altından duyulan ses budur, kardeşlerini kurtarmaya koşanların duyduğu ses de aynı sestir.
O sesten sonra artık ben değil biz vardır, kendimizi değil, adını bile bilmediğimiz insanları düşünmek vardır.
İşte hepimiz gözlerimiz dolu dolu izliyoruz, bizim milletimizin elseverliği, erdemleri, yorulmazlığı, olağanüstü direnci destanlar yazıyor ve tarih yapıyor.
O nedenle şimdi bilinçlerimize daha derinden işleniyor: Türk devleti ve Türk milleti enkaz altında kalmaz! Doğanın sarsıntılarıyla yıkılanlar varsa, o yıkıntıların altından kalkan bir millet var.
Enkaz dendiği zaman, gözleri enkaza takılıp kalanlar vardır elbette. Çünkü enkazın kendisi bir gerçektir. Ama milletimizin birikimini biliyorsak, tarih bilincimiz varsa, enkazın altından ayağa kalkacak olan fedakârlıkları ve kahramanlıkları görüyoruz.
Yıkım varsa, o yıkımdan büyük çözümler çıkaracak bir Türkiye vardır. Şimdi gündem, o büyük çözümü üretme gündemidir.