Devlet fedakârlık yapamaz
Medyada “devlet fedakârlık yaptı veya yapmalı” gibi ifadeleri okuyunca veya dinleyince “cinim tepeme çıkıyor”. Fedakârlık, insana mahsus bir davranıştır. Yediğinden içtiğinden keserek...
Medyada “devlet fedakârlık yaptı veya yapmalı” gibi ifadeleri okuyunca veya dinleyince “cinim tepeme çıkıyor”. Fedakârlık, insana mahsus bir davranıştır. Yediğinden içtiğinden keserek yapılır. Devlet bir şahıs değil, tüzel bir kişiliktir. Soyut bir kavramdır.
Devlet fedakârlık yapsın diye konuşan siyasiler, bürokratlar, oda başkanları, meslek temsilcileri veya gazeteciler ya bilgisizdir ya da bilerek yalan söylemektedir. Yetkililerin “fedakârlık yaptık” derken, sanki kendileri şahsen bir fedakârlık yapmış edası takınmaları ise tam bir sahtekârlıktır. Devlet adına icraat yapan kişilerin halktan alınmasından vazgeçtiği para, yine halktan çıkacaktır. Ortada halkın bir kazancı yoktur. Mesela bayramlarda köprü geçişlerinin bedelsiz olması yüzünden oluşan “gelir açığı” vergiyle kapanır.
Döviz ve ham petrol fiyatının artması yüzünden pompaya yansıması gereken akaryakıt fiyat zamlarının kısmen ÖTV’den düşülmesi, fiyat istikrarını korumak açısından doğru bir karardır. Ama “fedakârlıkla” bir ilgisi yoktur.
DEVLET BİR EMME BASMA TULUMBADIR
Devlet demirden imal edilmiş bir “emme-basma” tulumbadır. Demir tulumbanın bünyesinde zerre kadar su bulunmaz. Bu demir tulumba su emmeden, su basamaz. Devletin dağıttığı “parayı” alan da, veren de ülkede yaşayan yerli ve yabancı insanlardır.
Devlet, bazı kesimlerden para almadan, bazı kesimlere para aktaramaz. Sosyal transferlerde dikkat edilmesi gereken husus, veren kesimin alan kesimden daha yüksek gelirli olmasıdır. Devlet üç amaçla vergi toplar, borç alır ve para harcar: