Sözcü’nün maksadı
SÖZCÜ, kuşku yok ki son yılların “basında en büyük başarı hikayesi”dir. Televizyon ve özellikle internet haberciliğinin yaygınlaşmasından sonra, yazılı basın ciddi şekilde okur kaybetti....
Açıklanan gazete satış rakamlarına göre, Türkiye’nin çok satan eski büyük gazeteleri bile 10 yıl önceki tirajlarının yarısına ulaşamıyor. Gazete denen ürünün özgün ismi, “haber kağıdı”dır. Ama gazete “kağıt” olmak zorunda değildir. Radyonun, televizyonun, internetin, hatta sosyal medyanın önemli bir işlevi de “haberci” olmaktır. Haberin “tazesi” makbuldür. Yani haber en kısa zamanda duyulmalı ve yayılmalıdır. Ne var ki; bu bakımdan kağıt gazete, diğer sesli ve görüntülü medyaya kıyasen “ajans kaynaklı haberleri” müşteriye ulaştırmada dezavantajlıdır. Japonya hariç gazeteler günde bir defa basılır ve dağıtılır. Bu da ister istemez gazete haberlerini bayat hale getirmektedir. Bu durumda, bir gazeteyi rakip ürünlerden farklılaştıracak iki nitelik kalmaktadır. Birincisi, atlatma haber yakalamak ki, bunları sahtesinden ayırmak çok zordur, diğeri de “farklı yorum” sunmaktır.
PAZARLAMA
Pazarlama stratejisi iki sütun üzerine inşa edilir. Birincisi, piyasayı müşteri türleri ve ihtiyaçlarına göre “bölümlere ayırma” (market segmentation), ikincisi ise bu bölümlerdeki müşterilerin bile, tanımlayamadığı ihtiyaçlarını giderecek farklı ürünler tasarlamaktır (product differentiation). SÖZCÜ gazetesi farklı bir üründür. Bu ürün, iktidardaki siyasal İslamcıların muhalifi laik vatandaşların duygu ve düşüncelerine tercüman olmak üzere tasarlanmıştır. Yazarlarını bu kıstasa göre seçmesi, okuruna verdiği sözün gereğidir. SÖZCÜ’nün çok önemli bir diğer özelliği, birinci sayfayı haber gazetesi gibi değil bir “siyasi dergi kapağı” gibi düzenlemesidir. SÖZCÜ’nün, en son haberleri herkesten önce vermek gibi bir tasası yoktur. Yapabilirse mut...