Yapısal reform (II)
Bir önceki yazıda, yapısal reformun “bir ülkenin iktisadi ve idari yapısında önemli değişiklik” anlamına geldiğini söylemiştim. Ayrıca herkesin kendi meşrebine göre gerekli gördüğü...
Bir önceki yazıda, yapısal reformun “bir ülkenin iktisadi ve idari yapısında önemli değişiklik” anlamına geldiğini söylemiştim. Ayrıca herkesin kendi meşrebine göre gerekli gördüğü değişiklikler yani “yapısal reformlar” hakkında küresel uygulamalardan örnekler sunmuştum. Yazının sonunda da gerçekleşmesi hem zorunlu hem de en zor olan yapısal reformun “zihniyeti” değiştirme olduğunu söylemiştim. Gerek Osmanlı gerek Cumhuriyet aydınlarının üzerinde hemfikir olduğu tek husus “zihniyet değişmeden, hiçbir yapısal reformun” istenilen sonucu sağlamayacağıdır.
ZİHNİYETİN KAYNAĞI DİNDİR
Ülke, sadece vatan değildir. Kaldı ki, insansız toprak, vatan da olamaz. Bir vatan, üstünde yaşayan insanlarla birlikte “ülke” olur. Ülkeler, kabaca “A) Gelişmiş,