Ankara'da hakimler var
Anayasa Mahkemesi’nin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için cezalandıran 10 akademisyen hakkında verdiği “hak ihlali” kararı çok büyük tartışmalara yol açtı.
Hatta iktidara yakın çevrelerce, AYM Başkanı Zühtü Arslan ve “hak ihlali var” kararına imza atan AYM üyeleri hakkında karalama kampanyası başlatıldı.
Ben Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararının hukuki niteliği ile ilgili görüşlerimi “gerekçeli karar” açıklandıktan sonra yazacağım.
Bugün üzerinde durmak istediğim husus “insan hakları ve ifade özgürlüğü”kavramları gibi oldukça önemli bir konuda AYM’de ’sekize sekiz’ gibi hassas bir dengenin ortaya çıkmış olmasıdır.
“İnsan hakları” gibi dünya hukukunun en gelişmiş dallarından biri olan konuda AYM’den “sekize sekiz” gibi bir denge mi ortaya çıkmalıydı?
En gelişmiş diyorum çünkü AİHM’nin bütün kararları bu konudadır.
Elbette ki böyle bir denge çıkmamalıydı. İnsan hakları ihlali yoksa çoğunlukla red, ihlal varsa çoğunlukla ihlal kararı çıkmalıydı.