İstediğimiz böyle bir Türkiye mi?
Pazar günü yaşanan çirkin olay ülkemizin tarihine bir utanç ve bir kara leke olarak geçti. Üstelik vahşet, devletin elinin, kolunun, gözünün olduğu yerde; Türkiye-Irak sınırında şehit düşen Yener Kırıkçı’nın cenaze töreninde başladı.
Pazar günü yaşanan çirkin olay ülkemizin tarihine bir utanç ve bir kara leke olarak geçti.
Ülkemizin ana muhalefet partisinin lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’nın göbeğinde, devletin kulağının dibinde, gözünün önünde, alçakça bir saldırıya uğradı. Üstelik vahşet, devletin elinin, kolunun, gözünün olduğu yerde; Türkiye-Irak sınırında şehit düşen Yener Kırıkçı’nın cenaze töreninde başladı.
Devletin saatlerce müdahale edemediği linç girişimini bütün ülke canlı olarak izledi:
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, önce cenaze namazının kılınacağı camide tepki sloganlarıyla karşılaştı. Namazın akabinde ise Kılıçdaroğlu’nun etrafı kalabalık bir güruh tarafından sarılarak, “Kahrolsun PKK” sloganları eşliğinde yumruklanmaya başladı. Linçten kurtulmak için sığındığı evde “yakılsın bu ev” sesleri altında iki saate yakın mahzur kaldı.
Ankara valisinin, emniyet mensuplarının, jandarmanın, bakanların, bakanların koruma polislerinin olduğu bir yerde evin etrafında ki kalabalık dağıtılamadı.
Evini etrafını saran gözü dönmüş güruh, devletin savunma bakanının eline aldığı megafon ile garip bir şekilde “Değerli arkadaşlarım mesajınız alındı” sözüyle teskin edilebildi de...