“Siyaset budur Ahmet Bey, siyaset budur!
Siyasette vasıflı kişilikleri harcamak, onların yerine rahatça “kumanda edilebilecek”, günün şartlarına göre “işe yarayan” adamlar getirmek maalesef bizim siyasi kültürümüzün köklü bir hastalığıdır.
Bu hastalıktan arınmış siyasi bir parti ve hareket yoktur desem sanırım abartmış olmam. Bu aynı zamanda otoriter liderlerin değişmeyen ortak özelliğidir. Önce “dava” vardır. Sonra dava başka bir şeye dönüşür. Otoriter liderler yola birlikte çıktıkları “dava arkadaşlarını” bir süre sonra dışlayarak kendi kişisel egemenliklerini kurarlar. Oysa işin ilk zorlu süreçlerinde, mücadele isteyen dönemlerinde “ortak eser”, “ortak akıl” vardır. Ancak aşılması gereken zorlu eşikler başarı ile aşıldıktan sonra “dava” yavaş yavaş şahsileşmeye, gittikçe bütün her şey tek bir ismin elinde toplanmaya başlar. Neden böyle?