40 yılın hesabını size veriyorum
Sevgili okurlarım dün de yazmıştım, 7 Şubat 2017 benim için çok önemli ve anlamlı bir gün… Çünkü gazeteciliğe 7 Şubat 1977 günü başlamıştım ve...
Sevgili okurlarım dün de yazmıştım, 7 Şubat 2017 benim için çok önemli ve anlamlı bir gün… Çünkü gazeteciliğe 7 Şubat 1977 günü başlamıştım ve şimdi tam 40 yıl doldu. Dünkü yazımda o günün öncesinde günümüze kadar neler yaptığımı anlatmıştım. Bugün ise farklı bir şey yapacağım.
Sizlere bu 40 yılın bir hesabını çok özetle vereceğim.
Şimdi anlatacaklarım konusunda iddialıyım, bir tek sözcüğünde bile yalan, yanlış, abartma olmayacaktır.
Bu meslekte gazeteci olsun veya olmasın, her türlü insanı tanıdım. İyiler, kötüler, dürüstler, üçkağıtçılar, yağcılar, yalancılar, yolsuzluk yapanlar… Bugün dahil bu ülkeyi nasıl çapsız tiplerin yönettiğine, o “Büyük” zannedilen çoğu kimselerin aslında nasıl “Küçük” olduğuna defalarca tanık oldum.
Aynı gerçek biz gazeteciler için de geçerlidir. Aramızda her türlü insan vardır.
Meslektaşlarımdan bugüne kadar bazı kazıklar yedim ama iddialı söylüyorum, hiç kimseye kazık atmadım.
Bugüne kadar benden genç veya yaşlı, yüzlerce gazeteci ile tanıştım, birlikte veya farklı ortamlarda görev yaptım. Bana saygısızlık etmeye kalkışan ikisi dışında hiçbirine saygısızlık etmedim.
Hele genç ve deneyimsiz muhabir arkadaşlarıma kendi çapımda hep sahip çıkmaya, bir şeyler öğretmeye, yol göstermeye çalıştım.
Medyada inanılmaz bir sömürü çarkı var. Gerek bana ve gerekse başkalarına yapılan haksızlıklara karşı çıkmayı hep görev bildim. O yüzden de, geçmişteki gazete yönetimleriyle aram çoğu zaman iyi olmadı.
* * *
Sıradan ve torpilsiz bir muhabir olarak adım attığım bu meslekte hep çalıştım. Hele ilk yıllarda gecelerim ve gündüzlerim sürekli çalışarak geçti. Torpiliniz ve arkanız yoksa, bir yere gelebilmek için sürekli çalışıp kendinizi kanıtlamak zorundasınız. Benim arkam, ekibim ve torpilim hiçbir zaman olmadı.
Bugüne kadar binlerce habere, söyleşiye ve köşe yazısına imzamı attım. Bu meslekte en tepelere yükselirken hiç kimsenin omuzlarına basmadım, kalleşlik yapmadım, arkadan vurmadım, yönetime şikayet etmedim, jurnalcilik ve ispiyonculuk yapmadım.
Üstelik hiç kimseye yağcılık ve yalakalık yapmadım, baş eğmedim.
Bütün bu süreçte bir şeyi çok net öğrendim:
“Gazetecilikte bir yere hak ederek gelmek çok zordur. Ama geldiğin yerde kalmak daha da zordur.”
Sanırım ikisini de başardım.